Hace Osman Haruni hazretleri, ahireti düşünerek çok ağlardı! Bir gün namazdayken gaipten can kulağına bir ses geldi ve “Yâ Osman! Namazını beğendim ve kabul ettim. Dileğini iste, vereyim” dedi.
Namazını bitirdi.
Ellerini kaldırdı.
Ve o sese cevaben “Yâ Rabbî! Ben senden, seni istiyorum” dedi.
***
Aynı sesi yine duydu.
“Yâ Osman! İsteğini kabul ettim. Başka dileğin varsa iste ki vereyim” diyordu.
“Yâ Rabbî! Muhammed ümmetinden olan bütün Müslümanların günahkârlarını affet” diye yalvardı.
Bu duası da kabul oldu.
***
O sesi yine duydu.
“Yâ Osman! Onlardan otuz bin günahkârı sana bağışladım” diyordu.
Osman Haruni, bundan sonra her namazın arkasından böyle dua eder ve cevabını işitirdi. Onun duasıyla af olanların sayısını ancak Allahü teâlâ bilir…
***
Bir gün, halkı ateşperest olan bir beldeye gelip bir ağaç altında namaz kılmaya başladı. Fahreddin isimli yardımcısı biraz ateş almak için o Mecusi köyüne gitti.
Birisine yaklaştı.
Ve ondan ateş koru istedi.
Lâkin o vermedi.
Zira ateşe tapıyorlardı.
Ateş almadan geri dönüp durumu arz edince, Osman Haruni hazretleri kendisi bizzat kalktı.
Abdestini aldı.
Ve oraya vardı.
Halk, ateşin etrafında toplanmış, ona tapıyorlardı… (Devamı var)