Sağlığımız plazalara hapsolunmuş!

Saygıdeğer okuyucularımız, bu hafta sizlere içinde bulunduğumuz soğuk kış aylarını hasta olmadan keyifli geçirmenin yollarını izah etmeye çalışacağım. Kışınrı vücut direncinin düşmesi sonucu; soğuk algınlığı, grip, farenjit (boğaz iltihabı), sinüzit, trakeit (ana nefes borusu iltihabı), bronşit, bronkopnömoni (zatürre başlangıcı) ve pnömoni (zatürre) gibi hastalıklar kapımızı çalabilir.

OFİSLER?BÜYÜK RİSK?ALTINDA
Günümüzün modern hayatına hızlı giren plazalarda açılır kapanır percere sisteminin olmaması, temiz havayı solumamızı engelleyerek hastalıklara davetiye çıkarmakta.

İnsanlar soğuk havalarda kapalı mekanlarda daha uzun süreli kalmak zorunda. Maalesef “üşüyoruz” bahanesiyle bulunduğumuz ortamların (ev, iş yeri veya araç) pencerelerini açmadığımız gibi; açanlara da mani oluyoruz. Temiz havanın içeri girmediği oksijeni tükenmiş ve ağır kokulu ortamlarda, hava içinde asılı zerrecikler halinde bulunan mikroplara maruz kalmamak imkansız. Bu olumsuz tablo da kısa vadede solunum yolu hastalıklarına, uzun vadede ise KOAH ve kalp-damar rahatsızlıklarına zemin hazırlamaktadırlar.
İnsanların içinde bulunduğu her ortamda oksijen çabuk tüketilir, karbonmonoksit ve karbondioksit salınarak solunan hava kirletilir,. Ayrıca bulunulan mekanların içindeki her eşyanın ve mobilyanın üzerindeki boya, vernik gibi kimyasalların buharlaşması ile ortama salınan zehirleyici hatta kanserojen gazlar, bu olumsuz durumları daha da kötüleştirir.
Hele hele günümüzde modern plaza ve rezidanslarda açılır-kapanır pencere sistemi bile yapılmıyor. Merkezi klima sistemleriyle soğutulmakta ve ısıtılmaktadır. Dış atmosferdeki temiz havayla bağlantı tamamen kesilerek âdeta suni hava teneffüs edilmektedir. Klima sistemlerinde üremeleri için çok elverişli ortamlar bulan dirençli mikroorganizmalarla karşı karşıya kalma riski var. Teknolojinin getirdiği bu tür konforlar genel sağlığımızı ciddi manada olumsuz etkilemekte, gelecek nesillerimizi her yönüyle tehdit etmektedir. Bu sebeplerden dolayı imkanımız varsa, bu tarz yerlerde çalışıyorsak 1-2 saatte bir, 5 dakika da olsa dış ortama çıkarak soluklanmalıyız.
Kapalı mekanlarda uzun süre bulunanları bekleyen riskleri ise şöyle sıralayabiliriz:
– Kansızlık, kemik erimesi, erken yaşlanma
– Hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları
– Baş ağrıları, stres, anksiyete ve depresyon
– Sık üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları
– Çeşitli organ kanserleri
Üzerimize kalın bir giyecek alarak vücudumuzun termo regülasyonlarını (ısı dengelerini) sağlayarak bulunduğumuz mekanları havalandırmayı ihmal etmeyilim.

SAĞLIKLI YAŞAMAK ELİNİZDE
Terlemek hayra alamet değil

Özellikle çocuklarda kapalı mekanlara girildiğinde başlık, atkı, eldiven ve kaban çıkarılmalıdır

Kişinin üzerindeki elbiselerle terlemesi şu alarmları verir:
> Vücut ısısının arttığını
> İç organlarımızın ısı artışına bağlı fonksiyonlarının olumsuz manada etkilenip bozulmaya başlayacağını,
> Hayati öneme haiz iç salgı bezlerimizin sıcaklık artışı sebebiyle bir bakıma kavrulmaması için ciltten buharlaşmanın ( eveporasyon ) başladığını
> Vücut sıcaklığının normal sınırlar içinde tutulması
> Üzerimizdeki elbiselerin azaltılması zorunluluğunu…

NASIL GİYİNECEĞİZ?
Sıcaktan soğuk ortama geçerken
> Sıcak evlerimizden, ofisimizden veya arabalarımızdan soğuk dış mekana çıktığımızda ilk yapmamız gereken şey; ceket veya montumuzun üstüne paltomuzu giymemiz, ilave olarak da boyun atkımızı iyice boğazımızı kavrayacak ve ısıtacak şekilde üzerimize almamızdır.

KAZAĞI?DA?ÇIKARIN!­
Soğuktan sıcak ortama geçerken
> Dış soğuk ortamlardan sıcak ve kapalı mekanlara girdiğimizde ise tam tersini yaparak önce kaşkolumuzu, ardından paltomuzu, bir müddet sonra da vücut ısımız ortama uyum sağladığında terlememek için ceket veya montumuzu, bazen de duruma göre kazak ve hırkalarımızı çıkartmalıyız.

Almamız gereken tedbirler
Bitki çayları dirençli tutar
Soğuk kış günlerinde solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için alacağımız basit tedbirlerle mesele kalmaz…
> Mevsim meyve ve sebzelerinden bol alalım
> Direncimizi artırmak için günde 1 fincan yeşil çay, kuşburnu, nane ve ıhlamur iyi gelir
> Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği
> Pirinç pilavı, çikolata ve tatlılardan kaçının
> Hazır gıdaları almayalım
> Sigara, alkol ve gazlı içeceklerden uzak dur
> Bulunduğumuz kapalı mekanları her saat başı en az 5 dk havalandırmalıyız
> Oda sıcaklığını 22-23 derecede tutun
> Yemek yaparken mutfak penceresini açın
> Binaların yalıtımına özen gösterinh
> Yeme işleminden önce ve sonra ellerimizi mutlaka yıkayalım
> Öksüren, burnu akan ve yüksek ateşi olanları istirahata göndermeliyiz
> Stres faktörlerini azaltıp geleceğe daima iyemser bakalım
> Bağışıklık sistemimizi yükselten moral ve manevi değerlere ehemmiyet verelim
> Doktora zamanında müracaat edelim
> Hekime danışmadan ilaç kullanmayalım
> İlaçları zamanında ve dozunda alalım
> Soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlarda kesinlikle antibiyotik kullanılmamalı.

Comments are closed.