Sen sus!..

Velid bin Ebi Muayt, kâfir olup Hazret-i Osman’ın (radıyallahü anh) ana tarafından akrabasıdır. Hazret-i Ali ile bu Velid arasında anlaşmazlık oldu.
İkisi konuştular.
Hatta tartıştılar.
Velid, Hazret-i Ali’ye, “Sen sus! Sen henüz çocuksun. Ben lisan cihetinden/yönünden senden daha üstünüm. Ok ve mızrak atmakta senden mahirim/hünerliyim. Kalp cihetinden senden cesaretliyim. Harblerde, daha cesurum” dedi.
Kendisini övdü.
***
Hazret-i Ali ona cevaben “Asıl sen sus! Zira sen kâfirsin, Allah’ın düşmanısın, ben ise Müslümanım ve her cihette senden üstünüm” buyurdu.
O böyle söyledi.
O an vahiy geldi.
Gelen ayette mealen “Onlar müsavi/eşit değillerdir” buyuruldu. “İkisi müsavi değildir” buyurmadı. Zira bir mümin ve bir kâfir murad etmedi/dilemedi. Belki bütün müminleri ve bütün kâfirleri irade buyurdu.
***
Cabir bin Abdullah (radıyallahü anh), Resul aleyhisselamdan rivayet etmiştir:
Efendimiz buyurdu ki:
“Beni miraca ilettiler.
Göklerde perdelerden geçtim.
Bir nida edici ‘Yâ Muhammed! Senin baban İbrahim ne güzel babadır. Ali bin Ebi Talib ne güzel kardeştir. Ona, hayırla vasiyet eyle’ diye nida eyledi/seslendi.”
***
Rivayet edilir ki:
“Resul aleyhisselam ‘Üç kimse vardır ki cennet onlara müştaktır/âşıktır. Ali bin Ebi Talib, Ammar bin Yaser ve Selman-ı Farisi’ buyurdu.” (radıyallahü teâlâ anhüm).

Comments are closed.