Sayın Öztürk, gut; bir metabolizma ve iltihabi romatizmal hastalık olduğundan, bununla ilgili uzmanlık branşı aslında dahiliyedir. Zaten romatoloji de dahiliyenin yan dal branşıdır. Bu hatırlatmadan sonra cevabınıza geçersek; bahsettiğiniz diyet yüzde yüz mutlaka uygulanması gereken bir perhiz değildir. Rabbimin bize bahşettiği her nimeti kararınca, yaşımıza, kilomuza, hareket tarzımıza uygun ihtiyaç ölçüsünde tabi ki alabiliriz. Bir gut hastası 10 günde 5 köfte miktarında kırmızı et, haftada 2 gün hamsi, sardalya, konserve balık ve kabuklu deniz ürünleri dışındaki balıklardan rahatlıkla yiyebilir. Sadece sakatattan kaçınması yeterlidir. Bunun dışında patatesi az yemek şartıyla her türlü sebze ve yeşillikler ile mevsim meyvelerinin her birinden 1 adeti geçmemek suretiyle tüketebilir. Burada önemli olan obeziteye (şişmanlığa) zemin hazırlayan hamur işleri, pirinç ve şekerden uzak durulmalıdır. Tam buğday ekmeği de olsa öğün başı 2 dilim geçilmemelidir. Sucuk, salam, pastırma, sosis gibi şarküteri ürünlerinden çok seyrek tadımlık tarzda yiyerek mümkün olduğu kadar uzak durmak, tüm fertler için uygun olan bir tercihtir. Halkımızın özellikle sabahları sürekli poğaça, börek, simit tarzı beslenmesi ve klasik kahvaltı yapmaması; başta kalp-damar ve şeker hastalıkları olmak üzere kanser de dahil birçok ciddi duruma zemin hazırlar. Gut hastalarının da bunlardan kaçınmalarını tavsiye ederim.
Kolşisin ilacının, akut gut nöbetlerinin dışında kronik tedavide yeri yoktur. Gut hastalığı, genel manada perhize dikkat edilerek sağlıklı ve dengeli beslenip kişinin o andaki muayene bulguları ve yapılacak tetkiklerine göre düzenlenecek tedavi, ilaç da dozunda ve süresinde kullanıldığı takdirde Allah’ın izniyle hiçbir komplikasyon gelişmeden şifa bulan hastalıktır.
Bir GUT hastasının feryadı…
Romatoloji bölümü her hastanede olmadığı için doktorlarla görüşmeleriniz kısa oluyor. Bunun için yazılarınız bize rehber oluyor. Gut diyetinde yasaklanan yüksek ‘pürin’ içeren kırmızı et, balık, baklagiller, ıspanak, mantar ve mayalı yiyeceklere tamamen veda mı etmeliyiz? Çay, kahve tüketiminin günlük ölçüsü ne olmalı? Kolşisin ilacının uzun süreli kullanımı zararlı mıdır? Migren nedeniyle ağrı kesici ilaç kullanmamın sakıncası olur mu? Ömür boyu diyetle mi yaşayacağız yoksa bu hastalığın kesin tedavisi var mı?
> Rumuz: Öztürk
EŞİM HEKİME GİTMEKTEN ÇEKİNİYOR
Sağlıklı vücut bize Allah’ın emanetidir!
> Olcay İspirli
Eşime gut teşhisi konuldu, tansiyon da var. Doktora gitmekten kaçınıyor. Sadece atak geleceğini anladığında ilaçlarını kullanıyor. Kilo verdiği dönemlerde atağın olduğunu söylüyor. Zayıflamaya çalışmak, zayıf olmakla gut atakları arasında bir ilişki var mıdır? Hastalık önemsenmediğinde olabilecek senaryolar nelerdir acaba?
CEVAP: Olcay Bey, günümüzde hastalıkların birçoğunun temel sebebi dengesiz beslenme sonucu gelişen aşırı kilolardır. İnsanlar bunun farkına bir varabilse inanın en kısa zamanda ideal kilolarına inebilmek için her türlü gayret ve fedakârlığı gösterirdi. Fazla kilolu olmanın dramatik kaçınılmaz başlıca sonuçları; kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, gut, şeker hastalığı, eklemlerdeki kıkırdakların erimesine bağlı gelişen artroz dediğimiz kireçlenmeye bağlı romatizmadır. Sağlıklı bir ömür sürmenin temel şartlarının başında ise tedbirli davranarak sağlıklı ve dengeli beslenmek ile hareketli bir hayat tarzını benimsemektir. Ama birçoğumuz bu gerçeği ihmal edip hayatımızı kendi elimizle çekilmez kılıyoruz. Eşiniz maalesef yanlış beslenerek aldığı fazla kilolar sebebiyle hipertansiyon ve gut hastası olmuş. Hareket azlığı ve fazla kalori alımıyla bu olumsuz tablo giderek kötüleşmeye başlamış. Bir de hekime gitmemekte ısrar etmesi çok yanlış. Perhizine azami derecede dikkat edip tempoyu da artırarak her açıdan rahat eder. Hatta ileride ilaçlara bile ihtiyacı kalmayabilir. Akut gut atakları esnasında kan ürik asit seviyeleri çoğunlukla normaldir. Gut ataklarının kilo verme ile alakası olmayıp tamamen metabolik ve hormonal karmaşık bir sürece bağlıdır. Ama şu unutulmaması gereken gerçektir ki; kilo vermek, gut dahil hayatı tehdit eden tüm hastalıklardan kişiyi uzak tutar. Lütfen hastamız inadı bırakıp Allah’ın bize emaneti olan bedenimizin sıhhati için hekime muayene olup gereken tetkiklerini yaptırsın, neticelerine göre de verilecek ilaç ve tavsiyeleri tatbik etsin. Böylece sağlıklı ve mutlu birer hayata merhaba diyecektir.
Eklem ağrısı için öncelikle dahiliyeye gidin
> Rumuz: Ahmet
Eklem ağrıları için gidilmesi gereken doktor Fizik Tedavi veya dahiliye mi? Yoksa başka bir branş doktoru mudur?
CEVAP: Kıymetli kardeşim, “Öztürk” rumuzlu okuyucumuzun sorusuna verdiğim cevabında da izah ettiğim gibi her hangi çarpma, darbe, ters bir hareket yani kısaca travma olmaksızın eklem ve adale ağrıları için özellikle iltihabi sistemik romatizmal hastalıklara bağlı veya bir başka sistemik hastalığın yansıması olabileceğinden bu tür şikayetlerde ilk olarak dahiliye uzmanına muayene olunmalı, onun yapacağı muayene ve tetkiklerin sonuçlarına göre gerekirse diğer ilgili branş uzman hekimlerine zaten yönlendirme yapar. Fizik tedavi, daha ziyade yaşlılığa veya çoğunlukla kilolu insanlarda görülen diz, kalça, bel ve boyun kireçlenmelerine bağlı eklem rahatsızlıklarının tedavisi ile kas ve eklem hastalıklarının ilaç tedavisi ve fizyoterapi rehabilitasyonu ile ilgilenir. Ortopedi ise çarpma, darbe, ters bir hareket sonrası gelişen eklem, adale ve lif rahatsızlıklarının cerrahi tedavileri ile ilgilenir.
Çayı ölçülü, kahveyi seyrek içmeye bakın
En çok tükettiğimiz içecek çayı, hipertansiyona yol açabileceğinden günde 10 küçük bardağı geçmemeliyiz. Kahve de yoğun kafeinden dolayı tansiyon ve çarpıntı yapması sebebiyle seyrek içilmelidir.
Dikkat, ağrı kesiciler midenizi delmesin!..
Migren için nöroloji uzmanınızın tavsiyesini alın, ağrı kesicilerin bir kısmı karaciğer ve böbrekler üzerine toksik (zehirleyici) olup mide delinmesine kadar götürebileceğinden gelişi güzel kullanmayın lütfen.
Sağlıklı bir hayatın formülü yeşilliktir
Zinde ve mutlu bir hayatını yolu; üzerinize düşen maddi ve manevi vazifeleri yapıp stresi kovduktan sonra kalorili gıdalardan mümkün olduğu kadar kaçınıp balık, sebze ve meyvelere sarılmaktan geçer.