Efendimiz buyurdu ki:
“Bir adam öküzünü sürüp giderdi. Adam yoruldu.
Ve öküze bindi.
Allahü teâlânın izniyle öküz dile gelip fasih lisanla ‘Biz binilmek için değil, ancak çift sürmek için halkolunmuşuz’ dedi
İnsanlar bunu işitti; ve hayret edip ‘Sübhanallah! Öküz konuştu’ dediler.”
***
Bunu anlattılar.
Ve buyurdular ki:
“Muhakkak ben öküzün konuşmasına inandım, Ebu Bekir ve Ömer de iman ettiler.”
Oysa onlar orada yoktu.
Bunu görmemişlerdi.
Buna rağmen gıyaplarında onlar için şehadette bulundular.
***
Resûl-i Ekrem yine buyurdular ki:
“Bir çoban kendi koyunları içinde dururdu; o sırada bir kurt koşarak geldi ve bir koyunu kapıp gitti.
Çoban ise yetişti.
Koyunu kurtardı.
O anda kurt dile geldi ve ‘Öyle bir gün gelir ki; o gün benden başka koyunlara çoban olmaz…’ dedi.
İnsanlar bunu işittiler.
Ve ‘Sübhanallah! Kurt konuşuyor’ dediler.”
***
Resul aleyhisselam “Muhakkak ben kurdun konuşmasına iman getirdim; Ebu Bekir ve Ömer de iman getirdiler” buyurdu.
Hâlbuki onlar yoktu.
Bunu işitmemişlerdi.
Orada olmadıkları hâlde gıyaplarında onlar için şehadet ettiler. Kurdun dediği o güne “Seb’ günü” derler ki; o gün fitne ve fesat çok olur! İnsanlar koyunları sahipsiz bırakıp kurtların eline fırsat düşer.