Bir fabrikanın muhasebesine baktığım yıllardı.
Patron fabrikayı kapatma kararı almıştı. Kapanış kayıtları için arada bir uğruyordum.
Fabrikada kimsecikler yoktu. Bir ustabaşı ve bir de irice bir Kangal köpeği vardı…
Patron, fabrikayı ya satmayı veya yıkıp o arsaya mesken inşaatı yapmayı düşünüyordu. Bu yüzden fabrikaya uğramaz olmuştu.
Bir gün fabrikaya uğradığımda baktım ustabaşı oldukça üzgün. Beni görünce derdini paylaşmak istedi:
-Ne oldu biliyor musun? Hani bizim bir bekçi köpeğimiz vardı ya… Aylardan beri, bunun beslenmesini ben yapıyordum. Geceleri fabrikada köpek bekçilik yapıyor, ben de gündüzleri, makinelerin ufak tefek bakımını yapıp günü doldurmaya çalışıyordum.
-Bunlar bildiğim şeyler.
-Emekliliğim dolmak üzere. Bir yandan onu da bekliyorum. Bir yandan da iş yok güç yok, sıkılıyorum.
Bir de başımda bu köpeğin beslenmesi var.
-Zordur evet…
-Her gün gelirken bazen evden bazen kasaptan bir şeyler alıp getiriyorum. Uzun zamandır fabrikada beraberiz. Evvelki gün ne oldu biliyor musun? Gene fabrikaya geldim. Köpek beni her zamanki gibi coşkuyla karşıladı, yaltaklandı. Ben de elimdekileri önüne atarken, farkında olmadan kendi kendime söylendim:
“Bunca sıkıntı arasında bir de senin sıkıntın var. Patron olacak adam bir günden bir güne hatırımı bile sormuyor. Maaşımı bile başkası ile gönderiyor. Utanmasa maaşımı bile bekçi kademesinden ödeyecek. Bıktım usandım. Şu fabrika da ne olacaksa olsun artık!”
Köpeğe karşı kendi kendime yaptığım bu konuşmayı baktım ki köpek bir insan gibi dinliyor. Hayvancağız önce gözlerimin içine dikkatle baktı. Benim ciddi ve kararlı halimi görünce, önündeki yiyeceklere bile bakmadan, fabrikanın açık olan kapısına yönelerek gitmeye başladı.
-Hadi canım? Köpek bir insan gibi bu konuşmalardan nasıl etkilenir?
-Etkilenmek de ne demek? İnanın; kapıdan çıkarken, son defa başını bana çevirerek baktığını ve gözlerinden akıttığı yaşları bana daha fazla göstermemek için başını hızla çevirerek uzaklaştığını gördüm.
Duygulu bir şekilde devam etti konuşmasına:
-Tabii, ben işin bu boyutlara varacağını hiç tahmin etmemiştim. Köpeği uzaklaştırmak gibi bir niyetim de yoktu aslında. Ama olan oldu bir defa. Hemen kendimi toparlayıp arkasından koştum. Fakat o kısa zamanda sanki yer yarıldı da köpek içine girdi. Nereye gitti nasıl kayboldu bilemedim.
Ondan sonra gerek patronun gerekse benim bütün aramalarımıza rağmen o köpeğin ne izine ne yüzüne rastlayanı göremedik!..
S.Y.-İstanbul