Kul daralmadan Hızır yetişmez

Göztepe SSK hastanesinde kan kanseri teşhisi konulan ortaokul öğrencisi oğlumun, hastanede tedavisi devam ederken, bir taraftan da kan tahlillerini o zaman Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne götürmemiz gerekiyordu. Patoloji servisi oradaydı. Durum hakkında bilgi orada veriliyordu… 

İşte o gün Göztepe’den tahlil yapılacak kanları almış ve Kadıköy İskelesine, vapura yetişmiştim ama vapura binemeden vapur kalkışa geçmişti…
Allah’ım çaresizlik ne zor… Elimde kan şişesi dört dönmeye başladım. Görevli anlamında, önüme kim çıktı ise yalvarıyordum: 
-Beyefendi hastaneye tahlil için kanın yetişmesi lazım. Ne olur beni vapura bindirin…
Bir başkasına sesleniyordum: 
-Ne olur bakın kan şişesi elimde… Bu vapuru kaçırmamam lazım… Yalvarırım bindirin vapura…
İyi yürekli insanların, merhametli insanların olması ne kadar kolaylaştırıyor hayatı… Yeter ki istismar edilmesin hiçbir iyilik…
Benim kanı gösterip hastaneye yetişeceğimi söylemem ve yetkililerin birbirleriyle deniz dilinde haberleşmesi sayesinde, harekete geçen o koskoca vapur durduruldu… 
Vapurdan içeri adımımı attığımda “Oh… Şükürler olsun Rabbim” dediğimi hatırlıyorum… 
Vapur tekrar hareket etti. Yanımda beni teselli edenlerin tesellisini duymuyordum bile… Vapura yetiştim ya… 
Yaklaşık 20 dakika sonra Eminönü İskelesine yanaştık… En önde ben varım… Vapura en son yetişen adam şimdi en ilkin vapurdan inecekti. İnmeyecek âdeta fırlayacaktı… 
Oradan İETT’nin 35 nolu Kocamustapaşa otobüsüne bindim. Belki otobüs normal gidiyordu ama benim o kadar acelem vardı ki sanki otobüs hiç gitmiyor gibiydi… Yine başladı bir telaş… Yetişememe korkusu sardı bedenimi… Duramadım. Şoför beye yaklaştım: 
-Kaptanım, ne olursun bu kanı saat 16:00’ya kadar yetiştirmem lazım. 
Şoför bey de insan evladıydı… “Elimizden gelirse hay hay kardeş” dedi. Allah tüm merhamet sahiplerinden razı olsun… Bastı gaza… Trafiği zora sokmadan, yolcuları tehlikeye atmadan ama hızını da artırarak beni ineceğim durağa yetiştirdi. 
Stres ve heyecan içinde, sanki ralli gibi gelen bir yolculukla elimdeki kanları Cerrahpaşa Hastanesi Patoloji servisindeki hemşirelere teslim ettim. Kul daralmayınca Hızır yetişmez derler.
Bunları yazmamdan maksat, Allah devletimize zeval vermesin, hastaneye gideceğiz, tedavi olacağız. Ama dua almayı da bir o kadar isteyeceğiz. 
Biricik evladımızın hastalığı müddetince bize yardımcı olan herkese minnettarım. Şimdi mi? Fatih Yılmaz, gayet sağlıklı bir şekilde bir kamu kuruluşunda çalışıyor. Sıkıntı yok elhamdülillah
             T.Kamil Akan-İstanbul

Comments are closed.