İnsan babasını sevmez mi? Ben de babamı çok sevdiğim için bu hatıramı yazıyorum… 12 sene evvel, bir Kurban Bayramıydı. 10 yaşında küçük bir kız çocuğuydum. Bayramın 3. günüydü… O gün büyük bir marketin açılışı vardı. Annem dedi ki:
-Biz de gidip bir bakalım şu markete.
Sevinçten havalara uçmuştum… Kahvaltıdan sonra giyinip hazırlandım. Annem üç ablam market gezmesine hazırdık. Babam da şöyle yapın, böyle gidin vb. gibi talimat verirken üzerimdeki kıyafete takıldı:
-Kızım sen üşümeyecek misin o kıyafetle? Giysene üstüne bir şey…
Üzerimdeki etek gömlekli ağır kıyafetin üzerine, o cicili bicili ayıcıklı mantomu giysem komik olurum diye giymemiştim. Bir hırka almıştım üzerime.
-Merak etme baba.
-Hayır olmaz, üşürsün sen. Hemen giy o mantonu!
Giymedim. Bu kez babam kılık kıyafetime de kızmaya başladı. Az önceki babalık şefkati şimdi eksen değiştiriyordu.
-Ne bu üzerindeki kıyafet? Senin daha yaşın kaç, başın kaç?
O yüksek sesle bir bir sayıyordu… Bense istifimi bozmuyordum. Nihayet resti çekti:
-Ya o üzerini değiştirir, bu elbiseyi giyersin… Ya da izin vermiyorum!
Ne kadar heveslendiğimi biliyordu… Ama ben de protestomu yaptım:
-Gitmiyorum o zaman!
Geçip odama kapandım. Babam odamın kapısında bağırıyordu:
-Bunları hemen giyeceksin, göreceğim üzerinde! Çıkaracaksın o kıyafeti!
Bir yandan da söyleniyordu… Tüm bu olaylar, bu yaşta kapalı giyinmem sebebiyleydi.
En büyük ablam hem inandığı için hem şefkat duygusuyla “ben de gitmiyorum” dedi ve yanımda kaldı. Annem ve iki ablam gittiler…
Çok istediğim halde gezmeye gidememiştim… Gözyaşlarım gezmeye gidemediğime değil babamın bu hareketineydi.
Kaldı ki beş vakit namazını kılan biriydi. Ama din bilgisi yetersizdi.
Öğle vakti babam cami dönüşü eve geldi. Sobaya yakacak için kömürlüğe indi. Ben de namazımı yeni eda etmiştim. Baktım ablam gülerek içeri girdi. Kahkahalarla gülüyordu. Meraklı gözlerle baktım:
-Ne oldu, ne gülüyorsun?
Ablam gülmekten konuşamıyordu:
-Babam kömürlüğe gitmiş…
-Eee?
-Kömürlükte iken…. Nereden gelmişse, bir kuş gelip babamın başı üstüne pislemiş…
Ablam hem anlatıp hem gülerken babam kızgın halde eve girdi. Banyoya giderken de söyleniyordu:
-Nereden geldi bu kuş… Bula bula beni buldu. Bu havada kuş mu olur canım?
Bilmem babam bu olaydan kendine bir ders çıkartmış mıydı? Ama halen çeşitli şekillerde, dinimizde uygun olmayan nice konuda “bilmediği için” bize baskı yapmayı sürdürüyor.
Evet, babamı çok seviyorum… Bu nedenle siz değerli okuyuculardan babam için dua istiyorum. Zira ahirette, bir kuş pisliğiyle bırakmazlar adamı…