Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), her hususta doğru ve emin idi. Bunu herkes bilirdi.
Müşrikler bile.
Hatta Ebu Cehil bile.
***
Nitekim Ebu Cehil, Sevgili Peygamberimize geldi ve “Yâ Muhammed! Sen aramızda doğru sözlü ve emin bir kişisin. Yalan söylediğini hiç duymadık. Ama senin getirdiğin o kitap var ya, biz işte ona inanmıyoruz, sana değil” demişti.
***
Bedir savaşı başlamak üzereydi.
İki ordu karşılıklı durdu. Müşrik ordusundan biri Ebu Cehil’i yalnız gördü.
Usulca yaklaştı.
Ve fısıltıyla:
“Yâ Eba Cehil! Sana gizli bir şey sormak istiyorum, ama doğru cevap vereceksin” dedi.
***
Ebu Cehil ona döndü.
“Tamam tamam, sor” dedi.
O da sordu:
“Muhammed emin kişi midir, yoksa yalancı mı?”
Ebu Cehil dedi ki:
“O, doğru ve emindir, hiç yalan söylemez.”
***
Adam beklediği cevabı almıştı.
Buna çok sevindi.
Ebu Cehil’e döndü.
Ve “Peki, emin ve güvenilir olan ve hiç yalan söylemeyen bir kimse ile niçin savaşıyoruz, söyler misin?” dedi
Ebu Cehil kurnazdı.
Sıyrıldı işin içinden.
“O başka, biz kendisine bir şey demiyoruz, ancak getirdiği dini istemiyoruz. Haydi git yat, yarın çok şiddetli bir savaş olacak” dedi.