Ben ne yaptım! Ben ne yaptım!

“Ah Devrim Bey ah” dedi çayından bir yudum aldıktan sonra… Daha ilk cümlede meraklandırmıştı bize.

Kimdi bu Devrim Bey? Neyin nesiydi?
E anlatan Zülfü Hoca olunca insan nasıl meraklanmazdı? 
1978’di galiba… Bilecik ilinin çok şirin bir kazası olan Pazaryeri’ndeydik… Zülfü Hocamız da Çarşı Camii imamıydı. Çok değerli bir din adamıydı. Hutbelerinde dört halifenin ismini mutlaka zikrederdi.
Zülfü Hocayla ne zaman buluşsak bir enteresan hatırasını paylaşırdı bizimle… O gün de Devrim Beyi anlatmıştı:
“Uzaktan bir akrabamızın torununun kocasıydı. Kendisi Bursa’da öğretmendi. Asıl ismi Fevzi idi. Kendini ideolojiye kaptırmıştı. Çevresinde herkes artık ona Devrim Bey diye seslenirdi. İdeolojisi neyse de manevi değerlerimizi hiçe sayar hatta Allah korusun bazen kendince alay bile ederdi. 
Bir gün yolda karşılaştık. Gözleri ışıl ışıldı. Hanımı hamileydi.
-Bir oğlum olacak Zülfü Hoca bir oğlum olacak.
-Allahü teâlâ bilir oğlum.
Bana ters ters baktı. Her zamanki alaycı çehreyle: 
-Hocam iyisin hoşsun ama biraz geri kafalısın… Ne olur şöyle bilimle de alakadar olsaydın biraz…
Söyleyeceklerini söyleyip çekti gitti. Sayılı gün tabii… Zaman su gibi akıp geçti. Ama doğum günü onu bir sürpriz bekliyordu…
O gün erkenden kalkmış, sinekkaydı tıraşını olmuş, takım elbiselerini de giymişti. Müthiş bir heyecan içindeydi. Dilinde şarkı yüzünde gülücükler açıyordu. Çiçekçiden çiçek yaptırmış, doğum hastanesinin yolunu tutmuştu. Merdivenleri çıkmış doktordan müjde beklemeye başlamıştı…
Biraz sonra doktor bey geliyor. Devrim, heyecan ve merak içinde. Ama doktor neden öyle durgun ve hatta biraz buruk? Bir iki adım atıp merakla kekeler:
-Bir aksilik yok değil mi Doktor Bey, oğlum oldu değil mi?
Doktor bir şey söylemez önce… Sessiz kalmayı tercih eder… Devrim Bey bu sessizlik karşısında tekrar sorar:
-Doktor Bey oğlum oldu değil mi?
Doktor sadece “hayır” diyebilir… Devrim şaşkınlık içinde “Sakın bana kızım olduğunu söyleme” der… Doktor yine durgun:
-Evladınız ne erkek ne de kız… Yani hünsa… 
-Anlayamadım doktor? O da ne demek?
-Yani çift cinsiyetli. Tıpta çok az rastlanır ama sonuçta bir vakadır…
Devrim Bey olduğu yerde donup kalmıştı. Beyni zonkluyor gözleri kararıyordu. Özene bezene yaptırdığı çiçek elinden düşmüştü. Dizlerinin üstüne çöküp kalır. Uzun bir süre öyle kaldıktan sonra ömründe hiç secdeye gitmeyen başı bir anda secdeye giderken ağzından şu cümleler dökülür:
-Ben ne yaptım! Ben ne yaptım! Tövbe ya Rabbi… Tövbe ya Rabbi… 
           Baki Çakırca-Eskişehir

Comments are closed.