Nikâhtan sonra anneciğimin elini öpüp küçük oğluma da en kısa zamanda geleceğimi söyleyip öpüp kokladıktan sonra yeni evime hareket ettim.
Yeni evim, yeni hayatım her şey çok güzeldi… Âdeta ikinci baharımı yaşıyordum… Kocam her gün geliyor “artık burası benim asıl evim” diyordu. Nasıl seviniyordum…
Bir iki ay sonraydı. İçimdeki evlat hasretiyle dedim ki:
-Küçük oğluma dayanamıyorum… Onu da alsam yanıma… Bize hiç yükü olmaz…
-Hayır… Gündüz gidip görürsün… Ama ben kimsenin çocuğuna bakamam…
Nasıl yıkıldım? Bir kelime daha konuşsam ağlayacak durumdaydım. Susup odama çekildim. O da gönlümü almak için bile bir kelime etmeden çıktı gitti…
Ertesi gün gelmedi… Daha ertesi gün yine gelmedi… Üçüncü gün de gelmeyince bir tuhaf oldum… Aradım telefonla… Niçin böyle yaptığını sordum… Bana, sorunu kendimin çıkarttığını söyledi… Ben sorun mu çıkarmıştım? Bir annenin çocuğunu istemesinden daha doğal ne olabilirdi?
Ben onun her dediğini yapmış, hiçbir isteğine “hayır” dememiş iken, o benim daha ana kuzusu yaştaki küçücük oğluma hoyratça “bana ne” diyordu. Sonra da sorunu ben çıkartmış oluyordum…
Hayır bu sorun değil sanki bir bahaneydi… Ama “inşallah yanılıyorum” dedim. Çünkü eğer öyle olursa mahvolurdum…
Bir hafta sonra geldi… Ama o eski Feridun gitmiş, yerine buzdolabı gibi ilgisiz bir adam gelmişti…
-İnanamıyorum, dedim… Senin gibi bir beyefendiden nasıl böyle bir insan oluştu, inanamıyorum?
Ben kırılmış olmanın verdiği üzüntüyle konuştukça o daha bir suratsızlaşıyordu… Sofraya bile oturmaya gerek görmedi. Çehresi balkona dönük konuştu:
-Ben böyle sorunlu bir evliliği kaldıramam… Ben mutlu olmak için evlendim. Bu konu beni bunaltıyor… Bir daha ikimizden başka kimsenin adını duyarsam bu eve gelmem.
Söyledikleri aslında açıktı. Ne oğlumdan ne annemden söz etmemi istiyordu. Ama onlar bensiz ne yapardı? Ben zaten onlara daha iyi bir gelecek ümidiyle bu evliliğe peki demiştim. O iş yerine de zaten ekmek paramızı kazanmak için gitmiştim. Onları unutacak isem benim tek başıma mutlu olmam mümkün olabilir miydi?
Bütün bunları anlatmak istedim. Neler denedim… Yalvardım… Yakardım… Hiç oralı olmadı.
Şimdi artık eve de pek uğramıyor… Arayıp “nerdesin?” diye sorduğumda “işim var” diyor… Ne yapacağımı şaşırdım… İçimde bir ses, “Benim kendi kendime bırakıp gitmemi mi istiyor?” derken, bir diğer ses “peki ya bunca hayallerim, bunca yaşanmışlıklar ne olacak?” diye soruyor…
Ne yapacağımı ne karar vereceğimi bilemiyorum!..
Rumuz: “Çaresiz”-İstanbul