Abdülhak bin Gâlib

Abdülhak bin Gâlib Endülüsî hazretleri, Endülüs’te (İspanya) yetişen tefsîr âlimlerindendir. Gırnata (Granada) halkındandır. 481 (m. 1088) yılında doğdu ve 542 (m. 1148) senesinde Lûraka (Lorca) denilen yerde vefât etti. “El-Muharrar-ül-vecîz fî tefsîri kelâm-il-vecîz” isimli tefsîr kitabında şöyle buyuruyor:
Hicretin sekizinci senesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Mekke’yi fethe çıkacaktı. Yâ Rabbî! Biz Mekke’ye ulaşıncaya kadar Kureyş’i gâfil eyle, diye duâ etti. Muhâcirînin büyüklerinden ve Bedr ehlinden olan Hâtıb bin Ebî Beltea “radıyallahü anh” âilesinin Mekke’de olması ve Kureyşlilerin onları gözetmelerini sağlamak maksadıyla, Kureyşlilere Resûlullah falan gün sizin üzerinize, Mekke’ye hareket edecek diye bir mektûb yazdı. Mektûbu Ebû Leheb’in azâdlı câriyesi Sâriye ile gizlice gönderdi. Cebrâîl aleyhisselâm bu durumu Resûlullaha haber verdi. Resûlullah da hazret-i Alî’yi, hazret-i Zübeyr’i, hazret-i Mikdâd’ı, hazret-i Ammâr’ı, hazret-i Talha’yı ve hazret-i Ebâ Mersed’i “radıyallahü teâlâ anhüm ecmaîn” gönderdi. Hâh bağçesine kadar gidiniz. Orada bir zaîf kadın vardır. O kadında bir mektûb var. O mektûbu Hâtıb Mekkelilere gönderdi. O mektûbu alıp getirin. O kadını da salıverin. Eğer direnirse ve mektûbu vermezse boynunu vurun, buyurdu. Gidip kadının peşinden yetiştiler. Hazret-i Alî kılıcını çekince, kadın mektûbu saçlarının arasından çıkarıp verdi. Mektûbu Resûlullaha getirdiler. Resûlullah, Hâtıb bin Ebî Beltea’yı huzûruna çağırdı. Niçin böyle yaptın, diye sordu. Yâ Resûlallah! Sana îmân etdiğim günden beri, küfre dönmedim. Nasîhatını dinlediğimden beri hiç ihânette bulunmadım. Fekat, âilem Kureyşlilerin arasındadır. İstedim ki Kureyşliler âilemi gözetsinler. Yoksa kesin biliyorum ki, benim mektûbumdan onlara fâide gelmez, dedi. Resûlullah onu tasdîk etti. O sırada meâl-i şerîfi (Ey îmân edenler! Düşmânlarımı ve düşmânlarınızı dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar Kur’ândan size geleni inkâr etdiler. Rabbiniz olan Allaha inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan [Mekke’den] çıkarıyorlardı. Eğer sizler benim yolumda ve rızâmı kazanmak için cihâda çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa artık doğru yoldan sapmış olur) olan, Mümtehîne sûresi 1’inci âyet-i kerîmesi nâzil oldu…

Comments are closed.