Hafîd ibni Merzûk hazretleri, Cezayir’in Tlemsân şehrinde yetişen İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 766 (m. 1364) senesinde doğdu. 842 (m. 1439) senesinde Şa’bân ayının 14. Perşembe gecesi orada vefât etti. Zamanında bulunan Mâlikî mezhebi âlimlerinin en büyüklerinden olan Hafîd İbni Merzûk hazretleri, diğer âlimlerin İmâmı idi. Yazmış olduğu kıymetli eserlerden Tefsîru sûret-ül-İhlâs kitabında buyuruyor ki:
İhlas sûresinin nazil olması şu sebeple olmuştu: Übeyy ibn Ka’b’dan rivayete göre müşrikler bir gün Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem Efendimize: “Ey Muhammed, bize Rabbinin nesebini haber ver” demişler ve işte bunun üzerine Allahü tealâ bu sûre-i celileyi inzal buyurmuştur. İbn Abbâs’tan başka bir rivayete göre ise Resulullah Efendimizden, Rabbini tavsif etmesini isteyen Necran hey’etidir. Buna göre Necran hey’eti geldiğinde Resulullah Efendimize: “Ey Muhammed, bize Rabbini tavsif et anlat; O zeberced mi, yakut mu, altın mı, gümüş mü?” demişler de Resulullah Efendimiz “Benim Rabbim bir şeyden değildir. Çünkü O, şeyleri yaratandır” buyurmuş ve bunun üzerine bu Sûre-i Celîle nazil olmuştur.
İbni Cerir ve Tirmizi şunu ilâve ettiler: Dedi ki: “Samed”: Doğurmamış ve doğurulmamış olandır. Çünkü doğurulan her şey ölecektir. Ölen her şeye de mirasçı olunacaktır. Allah azze ve celle ise ölmez ve mirasçı olunulmaz. “Hiçbir şey O’nun dengi değildir.” Yani, O’nun bir benzeri, misli de yoktur.
Câbir İbni Abdullah’tan gelen bir rivayette de Resulullah Efendimizden bu istekte bulunanın bir bedevî olduğu kaydedilmektedir. Ahmed bin İbrahim el-Mihricanî, şu rivayette bulundu: “Müşrikler Resulullah Efendimize şöyle dediler: “Rabbini bize tanıt!” Bunun üzerine Allah teala bu sûreyi indirdi. “Es-Samed” dedi. Yani hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olandır.
“Lem yelid velem yûled” doğmadı, doğurulmadı. Doğmaya ve doğurulmaya ihtiyacı olmayandır. Çünkü doğurulan bir şey, ölecek demektir. Ölecek kimseye de vâris olunacak demektir. (Yani sonradan, başkaları O’nun yerine geçer ve malından pay alır. Onun için Allah ne doğmuştur, ne de doğurulmuştur.) Allahü teala ne ölür, ne de kimse O’na vâris olabilir.
“Velem yekün lehû küfüven ehad” Hiçbir şey O’na denk olmadı. Yani hiçbir şey O’na ne benzer olabilir ve ne de denk olabilir: “Hiçbir şey O’nun benzeri olamaz.”