Bizler 80’lerde gençliğini yaşayan insanlar olarak sokaklarda kuyruklar, sıkıntılar, evlerde darlıklar ile büyümüş insanlarız.
Memur babanın tek sermayesi; her şeyini seferber ederek çocuklarını okutmak, adam etmek, meslek sahibi olmalarını sağlamaktır. Sermayesi yoktur ki iş versin. Bu duygular içinde; çocuklarının hayatlarında kendi hayatlarını eritir bitirirler. Türkiye’de insanlar ana rahminden çıkınca baba rahmine düşer, baba ölene kadar da oradan bir daha çıkmaz.
Sene 1980; 18 yaşındayım, Konya Anadolu Lisesi son sınıfta okuyorum, benden sonraki kız kardeşim ortaokulda, üç numara ilkokulda. Dörder yaş ara ile dizilmişiz. Baba memur eve yetişmeye, yetiştirmeye çalışıyor. Yazıldığı Reno marka araba zamlana zamlana 3 katına yükselmiş. Arabayı almışız ama binemiyoruz, çünkü benzin alamıyoruz.
Çok şükür ev kendimizindi. Eve un, şeker, yağ çuvalla tenekelerle alınırdı. “Çok sıkışırsak unla yağla bir şeyler yapar yeriz” düşüncesiyle. Bu ruh haliyle dedim ki babama:
-Babanın evlada duası kabul olurmuş, sen bana dua et de benim çok param, malım mülküm olsun.
-Oğlum Allah sana hesabını veremeyeceğin para, mal, mülk vermesin.
Gençtim, tabii anlayamadım:
-Yani, şimdi ne oldu? Bu duaya göre benim param, malım mülküm olacak mı olmayacak mı?
Babam tebessüm etti:
-Anlarsın oğlum, gün gelir anlarsın.
1980’de Ege Tıp Fakültesini kazandım. Gerideki iki kardeşin de yükünü düşünerek askerî tıbbiyeye müracaat ettim. 12 Eylül sonrası askerî tıp fakültesi öğrencileri Gülhane’ye toplandı. Cebeci’de postaneden komşunun ev telefonuyla konuşabiliyoruz. Babam her konuşmamda sorardı:
-Bir ihtiyacın var mı? Paran bitti ise göndereyim.
Hiçbir zaman ona “param bitti” demedim. “Var, sağ ol baba” derdim. Ama o hep ihtiyacımın olduğu zamanları %100 doğrulukla tutturuyordu. Konya’ya tatil için yanına gittiğim bir gün dedim ki:
-Sen benim gerçekten ihtiyacım olduğu zamanları nasıl anlıyorsun baba?
Yine dedi ki:
-Anlarsın oğlum bunu da baba olunca anlarsın…
Babamı 59 yaşında kaybettim. Şimdi kendim 51 yaşına geldim. Şimdi anlıyorum babam ne güzel bir dua yapmış o zaman bana… Şimdi ben de çocuklarıma aynı duayı yapıyorum. Allahü teâlâ kimseye hesabını veremeyeceği dünyalığı vermesin.
Çünkü burada elde edilenler sonlu ve hesabı çetin. Helal haram demeden kazansan ve çok yaşasan 100 yıl yaşarsın. Onda da eğer sağlıklı yaşarsan 70-75 yaşından sonra bedensel sıkıntılarla yaşarsın. Çoluk çocuğun, mirasçıların ise yüzüne karşı “artık öl!” diyemeseler de “kenara çekil de dinlen biraz” derler. Malın mülkün sefasını onlar sürerler sen hesabını verirsin…
Dr. Necdet Özçelik-İstanbul