Abdülazîz bin Ebî Hazım hazretleri, Tebe-i Tabiînin büyük âlimlerindendir. 107 (m. 725) yılında doğdu. 184 (m. 800) yılında vefat etti. Zamanın fıkıh ve hadîs âlimidir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bâzıları:
Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyuruyor ki:
“Kim benim mescidime girer de bir harf öğrenir veya öğretirse, Allah yolunda cihad eden kimse gibi olur.”
“Ramazân-ı şerîfin ilk gecesi olunca, Allahü teâlâ kullarına rahmet nazarı ile nazar eder. Allahü teâlâ rahmet nazarı ile baktığı kuluna, asla azâb etmez. Bu ayın her bir gününde, Hak teâlâ, bir milyon âsîyi Cehennem ateşinden azâd eder. Ramazân-ı şerîfin yirmidokuzuncu gecesi olunca, bütün bir ay boyunca mağfiret ve azâd olunan kadar daha, mağfiret ve azâd olunur. Fıtr bayramı gecesi olunca, melekler yerlerinde duramaz olurlar. Allahü teâlâ, hiçbir kimsenin vasfedemeyeceği şekilde nûru ile tecellî eder. Bayram sabahı Müslümanlar namaz için câmilere toplanınca, Allahü teâlâ meleklere; “Ey melekler, işini bitirenin karşılığı nedir?” diye sorar. Melekler; “Ücretini tam vermektir” derler. Allahü teâlâ, “Ey meleklerim şâhid olun! Ben ki, Allahım, onları mağfiret ettim” buyurur.
“Cennet, seneden seneye Ramazân-ı şerîfin gelmesi için süslenir. Ramazan’ın ilk gecesi olunca, Arş’ın altından, Mesire isminde bir rüzgâr eser. Cennet ağaçlarının yapraklarını birbirine vurur. Cennet kapısının halkalarını sallar. Bunlardan hiç kimsenin, hiçbir zaman duymadığı çok güzel sesler duyulur. Cennet hûrîleri köşklere çıkarlar. Burçlar arasında dururlar. Sonra; “Allahü teâlâdan bizi isteyecek kimse yok mudur?” derler. Sonra hûrîler; “Ey Rıdvan, bu hangi gecedir?” derler. Rıdvan; “Bu gece, Ramazân-ı şerîfin ilk gecesidir ki, Allahü teâlâ Muhammed (aleyhisselâmın) ümmetinden oruç tutanlar için Cennet kapılarını bu gece açar” der. Allahü teâlâ; “Ey Rıdvan, Cennet kapılarını aç! Ey Mâlik, Cehennem kapılarını Muhammed (aleyhisselâmın) ümmetinden oruç tutanlara kapa! Ey Cebrâil, yer yüzüne in! Şeytanları bağla, zincire vur. Onları denizlere at. Habîbimin ümmetinin oruçlarını bozmasınlar” buyurur.
Allahü teâlâ, Ramazân-ı şerîf ayının her gecesinde, bir münâdiye şöyle nidâ etmesini söyler: “Bir şey isteyen yok mu? İsteğini vereyim. Hiç tövbe eden yok mu? Tövbesini kabûl edeyim. Mağfiret isteyen yok mu? Mağfiret edeyim.”