Muhammed bin Sehnûn

Muhammed bin Sehnûn rahmetullahi aleyh, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 202 (m. 817)’de Tunus’ta Kayravân’da doğmuştur. 256 (m. 870) yılında Sâhil’de vefât etmiştir. Derslerinde buyurdu ki:
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem); “Bir kimse ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazîfe bilir ve orucun sevâbını Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur” buyuruyor. Ahmed bin Hanbel, bir gece Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) rüyâsında gördü. “Yâ Resûlallah! Ebû Hüreyre’nin sizden rivâyet ettikleri doğru mudur?” diye sordu. Resûlullah da “Evet doğrudur” buyurdu.
Bu hadîs-i şerîfi, Resûlullah efendimizden, Eshâbın en çok hadîs-i şerîf rivâyet edeni ve bu husûsta en çok gayret göstereni olan Ebû Hüreyre Abdurrahmân bin Sahr ed-Devsî rivâyet etti. Eshâb-ı Sûffa’dan olup gece ve gündüz devamlı Peygamber efendimizle beraber bulunurdu. Onu bu işten, ne mal, ne de şiddetli fakirlik alıkoyuyordu… Bir gün Ebû Hüreyre (radıyallahü anh), Peygamber efendimize şöyle demiştir: “Yâ Resûlallah! Senden işittiklerimi hafızamda fazla tutamıyorum.” Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “Örtünü uzat” buyurdu. O da ridâsını uzattı. Resûlullah ona duâ etti. İki mübârek eliyle üç defa ona doğru nûr saçtı ve “Örtünü göğsüne sür” buyurdu. O da sürdü. Böylece, Allahü teâlâ ona öyle bir hafıza ihsân etti ki, işittiği hiçbir şeyi unutmadı. Ömrü de uzun oldu. Böylece çok hadîs-i şerîf rivâyet etti…
Ebû Büreyde el-Medînî şöyle anlatıyor: “Bir gün Ebû Hüreyre, Mescid-i Nebevî’de minbere çıktı ve “Ebû Hüreyre’ye doğru yolu gösteren, ona Kur’ân-ı kerîmi öğreten ve ona Muhammed aleyhisselâmın yanında bulunma ni’metini ihsân eden Allahü teâlâya hamd olsun…” dedi.
Bu hadîs-i şerîf de, ramazan ayının faziletine ve bu ayda oruç tutanların geçmiş günahlarının bağışlandığına delîl olmaktadır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Allahü teâlâ, ramazanın son gecesinde kullarını bağışlar.”
“Allahü teâlâ, bu ayda (Ramazân-ı şerîfte) meleklere, ümmet-i Muhammed’e istiğfarda bulunmalarını emreder.”
Hadîs-i kudsîde de; “Allahü teâlâ buyurdu ki: Oruç benim içindir. Onun karşılığını ben veririm.” Bu hadîs-i kudsî de delîldir ki, oruç sevâbı, Allahü teâlânın ilmine âittir. Bunun nasıl olduğu insan aklına sığmaz.

Comments are closed.