Sadruşşerî’a-i Sânî

Sadruşşerî’a-i Sânî rahmetullahi aleyh, Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. İsmi, Ubeydullah bin Mes’ûd’dur. Nesebi Eshâb-ı kirâmdan Ubâde bin Sâmit’e ulaşır. 750 (m. 1349) senesinde Buhârâ’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Terâvîh namazı kılmanın fazîletini, emîrülmü’minîn Hazret-i Ali’den (radıyallahü anh) sordular. Cevabında buyurdu ki: (Her kim Ramazan-ı şerifin birinci gecesinde terâvîh namazı kılsa, Hak teâlâ, o kimsenin bütün [tevbelerini kabûl ederek], günahlarını bağışlar, ikinci gecesini kılan kimsenin ana babasının günahları affolunur. Üçüncü gece kılsa, melekler, o kula derler ki: “Sana müjdeler olsun, Hak teâlâ hazretleri senin ibâdetini kabûl buyurdu, istediğin şerefe kavuştun, günahlarını affetti.” Dördüncü gece terâvîh namazını kılınca, Kur’an-ı kerimi hatmetmiş gibi sevap kendisine ihsân edilir. Beşinci gece kılınca, Mescid-i aksâda, Mekkede ve Medînede kılmış gibi, Hak teâlâ hazretleri sevap ihsân eder. Altıncı gecesi kılsa, Beyt-ül mamûru tavâf etmiş gibi, yedinci gecesi kılsa, Fir’avn ile yapılan gazâda bulunmuş gibi, sekizinci gece kılsa, Bedr muhârebesinde Resûlullah ile bulunmuş gibi, dokuzuncu gecesi için Hazreti Dâvüd aleyhisselâm ile berâber ibâdet etmiş gibi, onuncu gecesi için, dünya selâmet ve saadeti ihsân edilir.)
Ramazan-ı şerifin sonuna kadar olan bütün gecelerin böylece ayrı ayrı birer fazîleti ve yüksek derece ve sevapları vardır. Böylece âdâb ve erkânına riâyet ederek, orucu tam olarak, bütün azaları ile tutup, terâvîh namazlarını kılarak ve haramlardan sakınarak otuzuncu gecesini ikmâl edince, Hak teâlâ hazretlerinin emri ile, Arş-ı âlânın altından bir sözcü hitâb ederek der ki: Her gece terâvîh kılan kullar Cehennemden kurtulmuş kullardır. Korktukları Cehennemden kurtulup arzu ettikleri nîmete, Cennet ve cemâl-i ilâhîye nâil oldular. Hak teâlâ hazretleri, azamet-i şâniyle buyurur ki: İzzim ve celâlim hakkı için, bu kullarıma afv ile muâmele eyledim… Bundan sonra, Hak teâlâ hazretleri emreder, o kullara birer berât yazılır. Bütün kadın ve erkeklerden, bu şartlar dahilinde ibâdetini ifâ ederek, cenâb-ı Hakkın bu lutfuna muhâtab olanlara, Cehennem azâbından kurtulup, sırâtı kolaylıkla geçmek için, ellerine birer berât verilir.
Öyle ise, hulûs ve îtikat üzre Ramazan-ı şerif orucunu tutup, kaza namazlarını ve sonra terâvîhleri edâ ederek ve haramlardan kaçınarak, cenâb-ı Hakkın rahmetine kavuşalım.

Comments are closed.