Gökçe Ada’da lisede okuduğum yıllardı. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtının üzerinden üç yıl geçmişti. Adanın genç nüfusu Türklere aitti. Ada merkezindeki ve köylerdeki evlerde genellikle yaşlı Rumlar kalıyordu. Gökçe Ada’da kaldığım üç yıl boyunca Rumlara karşı hiçbir kötülük yapılmamıştı. 5. Jandarma Komando Alayında görev yapan askerlere ve biz yatılı öğrencilere Ada halkından olan Rumlara iyi davranmamız ile ilgili önemli tembihler yapılıyordu. Adadaki Rumlarla Türkler problemsiz bir şekilde yaşayıp gidiyordu.
Cumartesi, pazar günleri biz öğrenciler Ada’yı tanıma turları yapıyoruz. Bir pazar günü yanımıza yiyecek içecek bir şeyler alarak Ada’nın yakın köylerinde Dereköy’e gezmeye gittik. O zamanlar bu köyde sadece yaşlı Rumlar yaşıyordu. Köy hudutlarına girince hatıra fotoğrafları çektirdik. Daha sonra topluca Madamın Kahvesi denilen yere gittik, şimdi gezi programlarında izlediğim kadarıyla bu kahve çok meşhur olmuş. O zaman kahvehaneyi yaşlı iki kadın işletiyordu. Kahvehanenin duvarlarında bizim Türk kahvehanelerinde göremeyeceğimiz Türk büyüklerinin posterleri vardı. Oturur oturmaz yaşlı madam geldi, bize “ne içersiniz?” diye sordu. Biz daha önce aldığımız karar üzerine hep beraber “Beyaz gazoz” dedik. Madam gazozları getirdi. Gazozlarımızı içinceye kadar etrafı seyrettik. Ücretleri ödedikten sonra köyü daha iyi görmek ve tanımak için yukarılara doğru çıktık. Sokaklardan geçerken kapılarının önlerinde oturan, en genci 60 yaşında olan kadınlar görüyorduk. Köyü incelediğinizde bu insanların geçimlerine yetecek kadar, ne toprak, ne hayvan, ne de ağaç görebiliyorsunuz. İnsan, bu insanları burada barındıran şeyin ve geçim kaynaklarının ne olduğunu düşünmeden edemiyor, çünkü bu insanların çalışacakları güçleri de yoktu. Köyün tam zirvesi denilecek yere vardığımızda, hepimizin dikkatini silindirik bir taş yapı çekti. Bu yapının çapı 6-7 metre idi. Yan duvarları ve içi tamamen düzgün taşlarla döşenmiş bir yapıydı. Yapının kenarlarına oturup yorum yapmaya başladık. Erzurumlu bir arkadaşım:
-Burası Hıristiyan kızların yılbaşlarında İsa peygamberi bekledikleri yer olmalı.
Bir diğeri:
-Çamaşır yıkama yerine benziyor.
Bunun gibi rastgele tahminler yapıldı. Derken ağaçtaki bir teneke, arkadaşlardan birinin dikkatini çekti, onu aldı inceledi ve bu taş yapının içine fırlattı. Kuvvetli bir gürültü çıktı. Açıkçası bu kaba davranıştan çok utandım. Hatta arkadaşlara, “Haydi burada bu kadar eğlendiğimiz yeter” dedim. Tam buradan ayrılacakken, elinde bel olan 60 yaşlarında bir adam bize doğru geldi. Açıkçası hepimiz çok korktuk!.. Devamı yarın
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza 29 Ekim Caddesi, 34197 Yenibosna/İstanbul Faks: (0212) 454 31 00