(Dünden devam)
Kardeşi vaziyeti gördü.
Öbür kardeşlerine bildirdi.
Hepsi koşup geldiler.
Kervancılara:
“Bu bizim kölemizdi, kaçmış. Bunu size satarız” dediler.
Hazret-i Yusuf’a da:
“Bizi yalanlama, yoksa seni öldürürüz!” dediler.
O da sükût etti.
Hiç konuşmadı.
Kervancıların parası yoktu.
Paralarını mala vermişlerdi.
Birkaç dirhemleri kalmıştı.
Bunları teklif ettiler.
Onlar da razı olup:
“Peki kabul” dediler.
Bu fiyata aldılar.
Yola revan oldular.
Mısır’da pazara çıkardılar.
Çok kimse müşteri oldu.
Fiyatı çok yükseldi.
Yüzünde parlayan nur, görenleri hayran bırakıyordu.
Herkes almak istiyordu.
? ? ?
O sırada Mısır firavununun maliye vekili pazara geldi.
Bunlara “Aziz” denirdi.
Hazret-i Yusuf’u gördü.
Güzelliğine hayran kaldı.
Aklı başından gitti.
Çok yüksek fiyata satın aldı.
Ve evine götürdü.
Hanımı Zeliha’ya:
“Buna iyi muamele et. İleride işimize yarar. Belki evlat ediniriz” dedi.
Hazret-i Yusuf o evde rahattı.
Zeliha da gençti.
Ve çok güzeldi.
Aziz’se “innin” idi.
Yani iktidarsızdı.
Çocuğu olmuyordu. (Devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com