Ah babacığım… Değer miydi hem hayatını hem ahiretini mahvetmeye… Şimdi öbür âlemde hesabını nasıl veriyorsundur kim bilir? Yine de bütün dualarımız seninle… Allah kimseye böyle hatalar yaptırmasın…
Annem öleli çok olmamıştı. Henüz bir yıl olmuştu. Babam için 45 yıllık eşini unutmak ne de kolay olmuştu. Oysa fedakâr anacığımın hayatı boyunca yüzü hiç gülmemişti.
Fakirlik ve hastalıkla geçmişti gençliği. Bir de babamın çektirdiği çilelerle… Her şeye rağmen her birimizi evlendirmişti.
Birazcık yüzü gülecekti… Bağı bahçesi değerlenmişti. Ama anacığım sefasını süremedi. Hastalığa yenildi.
Babam da sanki onun ölümünü bekliyormuş gibi bir sene geçmeden kendinden otuz yaş küçük bir kadınla evlendi. Bu evliliğe sus payı olarak da bütün malını kardeşim İ’nin adına yaptırdı. Hem de biz kızların rızasını almadın gizli saklı çevirmişlerdi.
Bu da kardeşimin doğrusu hoşuna gitmişti. Rabbim nelere kadir değil ki… Bu haksızlığa imza atan babama çok geçmeden yeni karısı eziyet etmeye başladı. Yaşlılığından yararlanıp adeta onun kalbini çatlatmıştı. Bir yıl sürmeden hastalandı. Doktor ameliyatı sakıncalı bulduğu halde kardeşim sırf mirasa konmak için babamı ameliyat olmaya ikna etti. Babam ameliyat oldu ama masadan kalkamadı.
Olaylar asıl şimdi başlıyordu. Kadın birkaç ay bile beklemeden genç birisiyle evlendi. Canımız ciğerimiz ağabeyimiz ise ne kadar ikna etmeye çalışsak da bize mirastan vermedi.
“Hepsi benim” dedi. Aç gözlülük etti. İhtiyacımız olduğu halde dünya hırsı onun gözünü bürüdü.
Kul hakkını hiç önemsemedi. Onun dünyasını ve ahiretini düşünerek ona acıyorum. Çünkü bizim böyle bir kardeşimiz yok artık. Meğer kalbinde hiç merhamet, bize karşı hiçbir sevgi yokmuş.
Varsa yoksa karısı, başka bir şey bilmiyor.
Ne olurdu baba malından azıcık da bize verseydi. Ama inat etti vermedi. Şimdi belki zafer kazanmış gibi gelebilir ama başını koyduğu zaman acaba rahat uyuyabiliyor mu?
Onun kızı yok, oğulları var ama daha şimdiden babalarına karşı geliyorlar. Hakaret ederek konuşuyorlar. Pervasızlar. Yaşlandığı zaman da eminim ite kaka söve saya o malı elinden alırlar. Tabii oğullarından önce başkasına kaptırmazsa…
Şimdilik karısıyla gezip tozup gözlerini doyurmaya çalışıyorlar. Biz de uzaktan seyrediyor, belki insafa gelir de hakkımızı verir diye bekliyoruz. Şimdi bizden uzaklarda başka bir şehirde sefa sürüyor. Belki kardeşim bu yazıyı okur da başına bir musibet gelmeden inşallah insafa gelir. Vicdanı körelmiş, insafı kalmamış insan şeklindeki mahlûkların sözüne değil de Rabbimin emirlerine uyar. Her şeyin normale dönmesini dilerim. Çünkü biz ağabeyimi çok seviyorduk. Yine sevmek istiyoruz.
Ş.T. – Şanlıurfa