Ebüssü’ûdzâde Mustafa Efendi

Mustafa Efendi, Şeyhülislâm Ebüssü’ûd Efendi’nin oğludur. 965 (m. 1557)’de doğdu. 1008 (m. 1599)’da İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde talebelerine şöyle buyurdu:
“Âlim olan kimse, dînî ilimleri öğrettikten sonra talebelerini ahlâk ilmini öğrenmeye teşvik etsin. Yoksa ilimsiz, amelsiz tasavvuf zındıklıktır. Biz bunun böyle olduğuna şâhid olduk. Hakîkî mürşid-i kâmil, talebelerini, ilk önce dînin emirlerini bilip tatbik etmeye, devamlı zikir ve mücâhede ile nefsi ve kalbi temizlemeye davet eder. Bunlar elde edildikten sonra hakîkat tecellî ederse, bu, nûr üstüne nûr olur.
Bizde gıybet veya birisine eziyet ve sıkıntı vermek gibi hoş olmayan bir durum meydana geldiği zaman kalb ahvâlimizin değiştiğine, kalbimizin burkulduğuna, kalbimizde bir darlık ve donukluk meydana geldiğine şâhid oluruz. Günahın büyüklüğüne göre bizde meydana gelen sıkıntı ve musibet de o derecede büyük olur. Bütün bu hâller, hemen tövbe ve istiğfara sarıldığımız, günahımızı itirâf ettiğimiz, günahda ısrar etmediğimiz hâlde meydana gelirdi. Fakat bu, Allahü teâlânın kuluna lütuf ve ihsânıdır. Çünkü Allahü teâlâ böyle yapmakla, o kulunu uyarmakta, o kulunun günahtan dönmesine, günahları, kalblerini öldürdüğü ve kapladığı kimselere aldanmamasına vesile olur. Kalbleri günahları sebebiyle ölen kimseler, işledikleri günahlar yüzünden kalblerinde herhangi bir değişiklik göremezler. İşledikleri günahların kötülüğünü hissetmezler. Nitekim hadîs-i şerîfte; “Kul bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta konur. O kul, bu günahtan vazgeçtiği, Allahü teâlâdan af ve mağfiret istediği, tövbe ettiği zaman kalbi parlar. Eğer o günaha tekrar dönerse, o siyah nokta artar, onun kalbini kaplar…
Yine şartlarına ve edeblerine uygun olarak namaz kıldığımız zaman, kalbde büyük bir nûr görürüz. Ancak namazda sağa sola dönüldüğünde bu nûr sönük olur. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bir kul namazda sağa sola döndüğünde Allahü teâlâ ona; ‘Nereye dönüyorsun Ey Âdemoğlu? Ben senin için, döndüğün şeyden daha hayırlıyım’ buyurur.”
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman evvel şöyle buyurdu: “Bir kimse kalbini Allaha çevirirse bütün kulların kalbini kazanmış olur. Allahü teâlâ, onu bütün kullarına sevdirir.”

Comments are closed.