Sen misin “garanti” veren!

İsveç’te yaşadığımız yıllarda, eşimle birlikte bir mobilya mağazasına gitmiş ve bir koltuk takımıyla oldukça büyük ebatta bir cam sehpa satın almıştık. Mobilyaların beş yıl garanti kapsamında olduğunu söylemişlerdi. Ürün teslim ederken de “cam sehpanın cam bölmeden oluştuğunu cam tabakalar arasında özel bir izolasyon maddesi bulunduğunu bu sebeple sehpanın kırılmayacağını, çizilmeyeceğini çatlamayacağını vb. söylemiş ve hatta “üzerinde dans bile edebilirsiniz” gibi bir güvence vermişlerdi.

E şimdi bu kadar güvenli bir cam sehpa tenis topu oynarken nasıl olmuştu da çatlamıştı?
İncelerken gördük ki çatlak sadece alt tabakada. Beş yıl garantimiz var ya, hemen sehpayı satın aldığımız mağazanın ilgililerine haber verdik.
Onları camın çatlamış olduğuna zor ikna ettik. Oradan bir eksper geldi. Masayı inceledikten sonra, bizden bir tenis topu istedi. O da topu olanca gücüyle masaya vurdu, fakat camdaki çatlaklıkta bir genişleme olmadı. Her ne kadar uğraştıysa de, üst tabakada bir çatlak oluşmadı. Bize üretim hatası olabileceğini söyledi ve masayı değiştirdiler…
Birkaç ay sonra, eşim masada çizikler olduğunu söyledi. Ben herhangi bir çizik filân göremiyordum. Sadece güneş ışığı yatay geldiği zaman, bana belli belirsiz bazı çizikler varmış gibi geliyordu. Ben pek önemsemiyordum ama eşim ısrar edince yine ilgili mağazayı aradık. Oradan yeni bir eksper geldi ve bizim haklı olduğumuzu, bundan dolayı camı değiştireceğini söyledi.
Bir süre sonra, eşim yine masada çiziklerin oluştuğunu söyledi. Ben de eşimin yakınmalarına meydan vermemek için ilgili mağazayı tekrar aradım.
Bize evdeki eşyaları denetlemek için bir müfettiş göndereceklerini söylediler. Gelen müfettiş kol düğmelerimiz, yüzükler arasında elmas taş olup olmadığını kontrol etti. Öyle bir elmas taş olmayınca, evde kullandığımız eşyalar içinde kristal olanlar olup olmadığını araştırdı. Bundan da bir sonuç alamayınca, yemek ve çay takımlarının altında herhangi bir çıkıntı olup olmadığını inceledi. En sonunda, bize camın Finlandiya ürünü olduğunu, oradan özel bir ambalâj içinde, yeni bir cam göndereceklerini söyledi.
Birkaç gün sonra, bizi telefonla arayıp evde olacağımız saatleri sordular ve kararlaştırılan günde ve saatte “özel” ambalâj içindeki camı getirdiler. Ben getirilen ambalâjı içeri almadan kontrol etmelerini, artık cam sehpa işinden bıktığımı söyledim. Ambalâjı getiren kişiler, benim ısrarım üzerine, ambalâjı koridorda açtılar. Bir de ne görelim! Ambalâj içindeki camın bir köşesi, vinçle gemiye yükleme sırasında -bir yere çarpmış olsa gerek- tamamen kopmamış mı?
Osman N. Yıldırım-Antalya

Comments are closed.