Rivayet edilir ki: Hazret-i Ali bir gün hilafeti zamanında, beytülmal hazinesine girip fazla miktarda altın ve gümüşleri gördü.
Az yaklaştı.
Ve seslenip:
“Ey kırmızılar ve ey beyazlar! Benden başkasına cilve yapın ki ben sizi, dönüşü olmayan bir talakla boşamışım’ buyurdu.”
? ? ?
Kerametleri çoktur.
Biri de şudur:
Mübarek ayağını atının üzengisine basarken, Kur’ân-ı Kerim okumaya başlar, öbür ayağını basıncaya kadar Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını hatmederdi.
? ? ?
Hazret-i Fatıma der ki:
“Zifaf gecesiydi.
Bir ses duydum.
Kulak verip dinledim.
Ali yer ile konuşurdu.
Sabahleyin bu hâli Efendimize arz ettim.
Secde-i şükr yaptı.
Ve bana dönüp:
‘Yâ Fatıma! Müjdeler olsun sana ki Allahü teâlâ zevcine saadet ve üstünlük verip yeryüzündeki kulların seçilmişlerinden yaptı’ buyurdu.”
? ? ?
Hazret-i Enes bin Malik (radıyallahü anh) şöyle rivayet eder:
“Habîb-i Ekrem Efendimiz ‘Ben ilmin şehriyim. Ali o şehrin kapısıdır. O kapının halkası Muaviye’dir’ buyurdu.”
? ? ?
Hazret-i Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) şöyle rivayet etmiştir:
“Resul aleyhisselam:
‘Allahü teâlâ bir kavmi günahlarından temizler. Bu seçilmiş kavmin evveli Ali bin Ebi Talip’tir’ buyurdu.”