Annemin az duyan kulakları

Kulak Burun Boğaz uzmanı doçent, soruyor anneme:

-Yaşınız kaç sizin?
-82
Doçent öfkeleniyor:
-Nee? Bu yaştasın ve “acaba kulağımı muayene ettirsem mi?” diyorsun? Sizin yılda en az bir defa gelip kontrol olmanız lazım… En son ne zaman gittiniz kontrole?
-Ben yıllardan beri hiç doktora gitmedim ki.
Annemin cevabı karşısında daha da şaşırıyor:
-Allah’ım aklım almıyor… Doktora gitmeden nasıl güvende hissediyorsunuz kendinizi? Nasıl sağlığınızı bu kadar ezbere yaşıyorsunuz?
Hastasına “maşallah bu yaşta bu kadar dinçsiniz” diyeceği yerde şu hastaya bakış açısına bakın!..
“Kitabi doktor” işte… Neyse annemin kulağını muayene ediyor ve ekliyor:
-Kulağınızın yıkanması lazım…
Annem bir endişesini dile getiriyor:
-Benim ağabeyimin kulakları da böyleydi…
-Eee?
-Ağabeyim kulaklarını “iyi duysun” diye yıkatmıştı… Ama kulakları hepten duymaz oldu…
-Ağabeyiniz de hayatta mı?
-Yaşıyor…
-Kaç yaşında o?
-85 yaşında…
Doçent doktor, annemin verdiği bilgilere hayretler ederek hastasını gönderiyor… Annem eve geldiğinde üzgündü… Çünkü doktor kendisini ikna etmek yerine niçin muayene ve kontrollere gelmedin diye paylamıştı…
Ben kendim de doktordum. Annem kulaklarını yıkatıp yıkatmama konusunda kararsızdı. Çünkü ağabeyinin kulaklarını yıkatması kendisi için olumsuz bir örnekti.  Her kulak yıkatan böyle olur muydu? Kendisi kulaklarını yıkatırsa aynı sıkıntıyı yaşar mıydı?
Annem bunları merak ediyordu. Bunun için gitmişti doktora…  Ama doktor annemin merakını gidermek yerine hem onu periyodik kontrole gelmesi gerektiği konusunda ikaz etmiş hem de “kulağınız yıkanmalı” diye hüküm vermiş.
Annemi teselli ettim. Doktor senin sağlığına önem verdiği için öyle söylüyor falan dedim. Doktorun hastasına etik davranmadığını öne çıkarmadım… Aslında hasta böyle korkutulmaz. Hasta merak ettiği konuda bilgilendirilir. Hem sonra hasta sağlıklı ise niye yılda bir gelsin ki?
Neyse, bu konu üzerinden biraz zaman geçti. Annem düşünmüş taşınmış, gitti ve kulaklarını yıkattı… Bir taraftan da “ya dayın gibi benim kulaklarım da daha kötü olursa” diye endişe duyuyordu.
Akşam kendisini dinlerken baktım sevinmeye başladı:
-Aaa daha iyi duyuyorum… Şunları duyamıyordum… Şimdi hepsini iyi duyuyorum…
Onun sevinmesine biz de sevindik… Ne var ki ertesi sabah annem bir kalktı ki gözleri endişe dolu:
-Anne hayırdır?
-Oğlum mahvoldum… Kulaklarım şimdi hiç duymaz oldu… Sanki sağır oldum… Hiçbir şeyi duyamıyorum… Dayın gibi oldum… Eyvah benim kulaklarım da dayının kulakları gibi oldu…
Şaşırdık… Ne yapacağımızı bilemedik!.. Devamı yarın

Comments are closed.