İslamiyet’in ilk yıllarıydı. Müslümanlar, müşriklerden çok eza cefa görüyorlardı. Hazret-i Sa’d da çok eziyet görmüştü. Bu zat, ilk Müslüman olan Sahabilerden birkaçıyla tenha bir yerde namaz kılıyorlardı.
Müşrikler öğrendiler.
O mahale geldiler.
Onlarla alay ettiler.
Aralarında müşriklerin ileri gelenlerinden Ebu Süfyan da vardı ve o vakit henüz Müslüman olmamıştı.
? ? ?
Bunun üzerine birbirlerine girdiler. Sa’d bin Ebi Vakkas bir deve kemiği buldu.
Onu eline aldı.
Kemik, kalıncaydı.
Birine şiddetle çaldı.
Kâfirin başını yardı.
Bunu gören diğer müşrikler korkarak kaçıştılar. Böylece Hazret-i Sa’d, Allah yolunda ilk kâfir kanı döken sahabi oldu.
? ? ?
Hazret-i Sa’d, Müslüman olmadan önce bir rüya görür. Rüyasında zifirî bir karanlığın içindeyken, birdenbire her yanı aydınlatan parlak bir ay doğar. Ay’ın aydınlattığı yolu takip ederken ileride üç kişiyi fark eder.
Zeyd bin Haris
Ali bin Ebi Talip
Hazret-i Ebu Bekir
Onlara yetişip:
“Siz ne zaman buraya geldiniz?” diye sual eder.
Onlar da:
“Şimdi geldik” derler.
Rüyadan uyanır.
Ve üç gün geçer.
Kalbine ateş düşer.
Zira Hazret-i Ebu Bekir gelmiş, kendisine İslamiyet’i anlatmıştır. Gönlünde İslama karşı bir sevgi hasıl olur. Hazret-i Ebu Bekir’le birlikte Peygamberimize gider. Onun huzurunda imanla şereflenir.