Çabuk Ebu Bekir’i çağır!

Resulullah Efendimiz, Hazret-i Cebrail’i ilk defa kırmızı yakuttan bir taht üzerinde Hira dağında gördü.
Korkuya kapıldı.
Hemen eve geldi.
Ve Hazret-i Hatice’ye “Yâ Hatice! Çabuk Ebu Bekir’i çağır gelsin. Gördüğüm şeyi ona söyleyip rahatlayayım” buyurdu.
O da “peki” dedi.
Ve gidip çağırdı.
***
Hazret-i Ebu Bekir geldi.
Efendimiz Ona:
“Yâ Eba Bekir! Ben Hira dağındayken havada, kürsi üzerinde oturan bir şahıs gördüm. Melek miydi, cin miydi, insan mıydı, bilemedim” buyurdu.
Hazret-i Sıddîk:
“Yâ Muhammed! Hatice’yi yanına çağır. O şahıs yine görünürse Hatice başını açsın. Eğer Hatice’nin saçına bakarsa bil ki şeytandır. Bakmazsa Cebrail’dir” dedi.
Efendimiz rahatladı.
***
Birkaç gün geçti.
Hazret-i Cibril geldi.
Hazret-i Hatice bu tembih üzerine mübarek başını açtı.
Ve dikkatle Onu izledi.
Melek yüzünü çevirdi.
Kendisine bakmadı.
Durum anlaşılmıştı.
***
Hazret-i Ebu Bekir:
“Yâ Muhammed! Bu, Cebrail ismindeki melektir ki senden önce Hazret-i Âdem’e ve Hazret-i Mûsa’ya gelmiştir” dedi. (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)

Comments are closed.