Kolları yana düştü!

(Dünden devam)

Ömer bin Hattab kız kardeşinin yanağındaki kanı görünce içi sızladı. Yaptığına pişman oldu.
Eli kolu yana düştü.
Sessizce yere çöktü.
İşte ne olduysa o anda oldu. Fatıma, imanından aldığı kuvvetle fırladı ayağa.
Ve dikildi karşısına.
Korkmuyordu artık.
Her şeyi göze alıp;
“Niçin yâ Ömer! Niçin Allah’tan utanmıyor, mucizelerle gönderdiği Peygamberine iman etmiyorsun, niçin? Evet saklamıyoruz, biz İslamla şereflendik. Başımızı kessen de, bizi bu güzel dinimizden asla döndüremezsin anladın mı?” diye haykırdı.
***
Bir an sessizlik oldu.
Sanki zaman durdu.
Herkes susuyordu.
O dağ gibi heybetli adam âdeta titriyordu. Dizlerinin bağı çözülüp ilişti bir kenara. Pişmanlık duygusu içini kemiriyordu.
Ne diyeceğini bilemedi.
Kız kardeşine baktı.
Şefkatli ses tonuyla:
“Şu okuduğunuz sayfayı görebilir miyim?” dedi.
Fatıma sevinip:
“Tabii hemen” dedi.
Ve getirdi o sayfayı.
Taha suresi yazılıydı onda.
Ömer alıp okudu.
Bir âyette durdu.
Ve düşünceye daldı.
Âyette mealen “Göklerde, yerlerde ve bu ikisi arasında ve toprağın altında ne varsa hepsi Allah’ındır” buyuruluyordu. (Devamı yarın)

Comments are closed.