Uhud günü İbni Kamia kâfiri, Peygamberimizi öldürmeye yemin etmiş, her yerde Onu arıyordu. Efendimiz’in üzerinde iki zırh vardı.
Başında miğferi.
Müşrik Onu gördü.
Hızla yaklaşıp kılıcını vurdu. Efendimizin mübarek omuzları yaralandı. Üstelik müşriklerin Müslümanları düşürmek için kazdıkları çukura iyice yaklaşmışlardı.
? ? ?
Kâfir daha ilerledi.
Bir kılıç daha vurdu.
Efendimiz o çukura düştü ve miğferlerinin iki halkası mübarek yanaklarına battı.
Resulullah bu hâldeyken Ona ilk defa yetişen Hazret-i Ali oldu.
Mübarek elinden tuttu.
Hazret-i Talha koştu.
O da bir elinden tuttu.
İkisi birlikte Efendimizi o çukurdan çıkardılar ve harbin sonuna kadar da yanından ayrılmadılar.
? ? ?
Nihayet harp bitti. Hazret-i Talha, Efendimizi sırtına alıp Uhud kayalığına çıkardı. Böylece Resulullah tarafından “Talhat-ül-Hayr” -hayırlı Talha- lakabıyla şereflendi.
Efendimiz, kendisine yetmişten fazla kılıç vurulmuş olduğundan çok yorgun ve bitkindi.
Hazret-i Talha çöktü.
Efendimiz ona bastı.
Kayaya çıktı ve “Talha Allah’ın Resulüne yardım ettiği zaman cennet ona vacip oldu” buyurdular.