İkiniz benimle gelin

(Dünden devam)

Selman-ı Farisi (radıyallahü anh) der ki:
“Hazret-i Ali kalktı ve ‘Yâ Resulallah! Emret, bu hizmete ben gideyim’ diye arz etti.
Efendimiz sevindi.
Arfeta’ya dönüp:
‘Bu gece Harre’de hazır ol. Senin yanına bir kimse vereyim ki benim hükmümle hükmeder, benim dilimle söyler, benim haberimi cin taifesine doğru iletir’ buyurdu.
? ? ?
Arfeta cin taifesindendi.
Derken yatsı oldu.
Yatsıyı Resulullah’la kıldık.
Eshab’ın hepsi dağıldı.
Efendimiz bize dönüp:
‘Yâ Selman! Yâ Ali! Benimle geliniz’ buyurdu.
Harre’ye vardık.
Gördük ki koyun büyüklüğünde bir deveye Arfeta binmiş, at kadar bir deveyi de, elinde tutmuş. Resulullah Hazret-i Ali’yi o deveye bindirdi.
Arkasına da beni.
Gözlerimi sarığın ucuyla bağlayıp ‘Yâ Selman! Ali sana, gözünü aç demeyince açma. Deveden in demeyince inme. İşittiklerinden korkma’ buyurdu.
Ve Ali’ye dönüp:
‘Haydi gidiniz!’ buyurdu.
Biz de Arfeta’nın peşinden süratle yola koyulduk.
Sabah oldu.
Hazret-i Ali bana:
‘Sen in!’ dedi.
Ben de indim.
Gördüm ki otsuz, susuz, ağaçsız, taşlık bir yere gelmişiz.” (Devamı yarın)

Comments are closed.