Bu nasıl bir cömertlik

Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin ve Abdullah bin Cafer “radıyallahü anhüm”, uzun bir sefere çıkmışlardı.
Bir müddet yol aldılar.
Daha sonra acıktılar.
Ve bir kadın gördüler.
Ona yaklaşıp:
“Hiç yiyecek bir şeyin var mıdır?” diye sordular.
Kadıncağız:
“Evet var” dedi.
Tek koyunu vardı.
Hemen kesti onu.
Ve onları doyurdu.
? ? ?
Aradan yıllar geçti.
Bu kadın fakirleşti.
Geçim için Medine’ye geldi.
Hazret-i Hasan onu gördü.
Bir görüşte tanıdı kadını.
Hâlini sorup anladı.
Ona “bin koyun” verdi.
Ayrıca “bin altın” verip kardeşi Hüseyin’e gönderdi.
? ? ?
Kadın çok memnundu.
Hazret-i Hüseyin’e gitti.
Hazret-i Hüseyin sordu:
“Hasan ne verdi sana?”
“Bin koyunla, bin altın” dedi.
Hizmetçisine dönüp:
“Bana bin altın getir!” dedi.
O da “peki” dedi.
Ve getirip verdi.
Hazret-i Hüseyin o “bin altın”ı kadına verdi. Bin adet de koyun vereceğini vadedip Abdullah bin Cafer’e gönderdi.
O da sordu kadına:
“Hüseyin ne verdi sana?”
“Bin altın, bin de koyun.”
“Pekâlâ” dedi.
O da “bin altın” ve “bin koyun” verip gönderdi kadıncağızı…

Comments are closed.