Miyadınlı Mehmed Efendi

Miyadınlı  Mehmed Efendi, Osmanlı zamanında Harput’ta yaşamış olan velilerdendir. 1838 yılında eski adı “Miyadın” olan Yemişlik Köyü’nde doğdu. Genç yaşında Palu’da bulunan Şeyh Samini Hazretleri’ne intisab etti ve kısa zamanda icazet alarak Harput’a döndü. Burada insanları irşad ederken 1918’de vefat etti. Bir talebesine buyurdu ki:

Ey Mevlâyı taleb eden! Seni yüce derecelere ve hidâyete tabi olmaya davet eder ve çağırırım. Cümlenin dönüp, ulaşacağı Hak teâlâdır. Nefis ve şeytan ve hevâdan sakınmak lazımdır. Devamlı vera ve takva üzere olup, miskinlere ve akrabaya yiyecek ver ve giydir ki, kıyamet gününde, Cehennemden uzak olanlar Ebû Bekr-i Sıddîk gibi iyice takvaya sarılıp, mallarının zekatını verenlerdir. Dünya zinetini temenni ederek ve beğenerek basiretini elden bırakma. Zulüm sahibi ve azgın olanlara meyledip, vaktini heba eyleme. Kabirleri ve onda olup fani olup gidenleri ve Cennet ehlini ve Cehenneme atılan cin ve insanı hatırından çıkarma!
Karanlık ile örtülmüş geceyi, aydınlık ile nurlanmış gündüzü tefekkür ederek, Hâlık teâlâya hamd ve senâ eylemelidir. Allahü teâlânın emirlerine sarılmalı ve yasaklarından sakınmalıdır. İnsana mal ve evladın faydasız ve çok az faydalı olduğu kıyamet gününde, şefaat-i kübrâ taleb edilmelidir. Bu sözlerim Allahdan korkana hatırlatmak ve tebliğdir. Allahü teâlâdan uzak, heva ve hevesine düşkün olan, lüzumlu şeylerden mahrum kalmış gönlün sığınacağı ancak Hak teâlâdır. Hak teâlâ kullarını görmektedir. Ve herkesin dönüşü onadır. Gizli ve açık her şeyi Allahü teâlâ bilir…
Ey Allahü teâlâyı taleb eden kişi! Şu zata gıpta olunur ki, aşağılıklardan üstünlüklere teveccüh ve yükselip, günahlarına karanlık gecelerde ağlar. Ve dönüşünün, yüce hükmü Arş-ı mecidden yüksek olan Zat-ı kibriyaya olduğunu bilir. Ve her şeyden kudretinin tesirini alıp, zengin ve fani kılan, güldüren ve ağlatan, öldüren ve diriltenin, hakikatte Allahü teâlâ olduğunu yakinen bilir. İşte bu vasıflar ile muttasıf olan, fena-i nefs ile fani ve her şeye gücü yeten ile bâkî olur. Doğru yoldan meyil ve azgınlıktan ârî ve kıyamet azabının hüznünden müberra olur. Ve insan işlerini hatırladığı kıyamet gününde, tam bir mükafat ile taltif olunup, arasat meydanındaki insanlara Cehennemin arz edildiği anda, yakınlıklara ve derecelere mazhar olur…

Comments are closed.