Gedikzade Abdülkadir Efendi “rahmetullahi aleyh” Osmanlı hadis âlimidir. 1140’ta (m. 1727) Medine’de doğdu. Osmanlı sadrazamlarından Gedik Ahmed Paşanın torunlarındandır. Babası Medine’de vazifeli bir Osmanlı subayı idi. Medine’de Muhammed Hayât Sindî’den ve Tayyibî’den hadis dersi aldı. İlim öğrenmek için gittiği Kudüs’te bir müddet kalan Gedikzâde daha sonra Nablus’a geçti ve 1187’de (m. 1773) burada vefat etti. Bir talebesine şunları anlattı:
Bil ki, Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile tevessül, istigâse ve teşeffü’ yani Resûlullah efendimizi Allahü teâlâ katında vesile etmek, O’nun yardımını ve şefaatini istemek caizdir. Bunlar Peygamberlerin (aleyhimüsselâm), Selef-i sâlihînin, ulemâ ve diğer Müslümanların yaptığı işlerdendir. Din ehli hiç kimse bunu kötü görmemiştir. Şimdiye kadar bunları kabul etmeyen hiç kimseye rastlanmamıştır. Fakat bazı âlim geçinen bozuk itikad sahipleri ve onun yolunda gidenler, bunları kabul etmemektedirler.
Bütün yapılan bu dualarda, kendisinden istenilen, şeriki, ortağı olmayan yalnız Allahü teâlâdır. Duada vesile edilen ise değişiktir. Böyle vesile edilerek yapılan dua ne şirktir, ne de Allahü teâlâdan başkasından istemektir. Resûlullah efendimiz vesile edilerek yapılan dua da böyledir. Yoksa, Resûlullah efendimizden istemek değildir. Bilakis Allahü teâlâdan istemektir. Burada Resûlullah efendimizin hatırı için Allahü teâlâdan istenmektedir. Salih ameller vesile edilerek Allahü teâlâdan istenince, Resûlullah efendimiz vesile edilerek Allahü teâlâdan istemek, salih amellere göre çok daha önde, üstün ve kıymetlidir. “Yâ Râbbi! Muhammed aleyhisselâmın hakkı için senden İstiyorum” denilince, buradaki “hakkı için” ile murad; Resûlullah efendimizin, Allahü teâlâ katındaki derecesi ve kadridir.
Osman bin Hanîf şöyle rivâyet etti: “Bir âmâ Resûlullah efendimize gelerek; ‘Yâ Resûlallah! Gözümü kaybettim. Bana dua et’ dedi. O zaman Resûlullah efendimiz o şahsa; ‘Abdest al, iki rekat namaz kıl, sonra; Allahümme innî es’elüke ve eteveccehû ileyke bi-nebiyyike Muhammedin nebiyyirrahmeti yâ Muhammed! İnnî eteşeffeu bike fî reddi basarî Allahümme, de!’ buyurdu. O şahıs buyurulanı yaptı. Allahü teâlâ, ona gözünün görmesini tekrar ihsân etti.”