Başarının temeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir
saatin düzgün çalışması, vakti doğru göstermesi için, içindeki bütün
dişlilerin, birbirleriyle uyumlu olması lazımdır. İçerideki dişlilerden
küçük biri kırık veya paslı olsa, ya saat çalışmaz veya yanlış gösterir.
Her tarafı altın da olsa, böyle bir saat kullanılmaz.

Dinimize
yapılan hizmetler de, bir saate benzer. Vazifeliler, tıpkı saatin
çarkları gibi emîre tâbi olmalı, kendilerine düşen vazifeyi en iyi
şekilde yapmalıdır. Hiç kimse bir başkasında kabahat bulmamalı, kendi
işini en güzel şekilde yapmalı. O zaman işler, çok düzgün yürür. Aksi
hâlde, saatin yanlış göstermesi gibi olur ve hizmetler zarar görür.
Hizmetlerin devamı, herkesin kendine düşen vazifeyi en iyi şekilde
yapmasına bağlıdır.
İtaat, başarının temelidir. Baştaki emîre itaat, dünya ve âhiret saadetidir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Allah’a, Peygambere ve içinizden olan emîre itaat edin) buyuruluyor.
Sorumluluk ve karar verme yetkisi emîrdedir. Bizim kendi aklımıza göre
yaptığımız her şey, ne kadar faydalı görünürse görünsün, kangrendir.
Çünkü kendi görüşüne göre yapmak demek, o organın ana bünyeden ayrılması
demektir. Ayrılan organ, çürümeye mahkûmdur. Çünkü kalbden pompalanan
kan, o organa ulaşmaz. Birlikten kuvvet doğar. Bir toplulukta kaç kişi
olursa olsun, onların hepsi bir kişi, tek vücut olmalı. Bir vücutta iki
baş olmadığı gibi; başıboş, emîrsiz dine hizmet de olmaz. Allahü teâlâ
bile, (Şirki affetmem) buyuruyor. Allah birdir. Yardımcı ilah olmaz.
Hizmetlerde,
baştaki emîr en son ne söylemişse, o tatbik edilmelidir. Emîrin,
geçmişteki şartları göz önünde bulundurarak verdiği önceki talimatlardan
birini ileri sürüp, (Emîr böyle de söylemişti) diyerek kendi aklına
göre hareket etmeye çalışmak ve son talimatı yok saymak, çok yanlıştır.
Çünkü insan geçmişle değil, gelecekle yaşıyor. En iyi karar son
karardır. Ayrıca, verilen talimatlar mutlaka uygulanmalı. Eğer
uygulanmazsa, başta bir emîr olmasının ne kıymeti kalır?
Mademki
dinimize hizmetle vazifeliyiz, maddî ve mânevî fedakârlığa hazırız. O
hâlde başımızdaki emîre peki demeliyiz. Ondan gelen talimatlar, en
sondaki şahsa kadar aksamadan, yorumlanmadan, değiştirilmeden
ulaştırılmalı ve mutlaka uygulanmalı. Ancak o zaman başarılı olunur.

Comments are closed.