Hadis âlimi Ömer Büceyrî

Ömer Büceyrî hazretleri Türkistan’da yaşamış olan hadis âlimlerindendir. Dedesine nispetle Büceyrî diye anılır. 222’de (m. 837) Semerkand’da Huşûfegan köyünde doğdu. Zamanın ilim merkezlerini gezdi. Büyük âlimlerden hadis öğrendi. 311 (m. 923)’de vefat etti. Şöyle nakletmiştir:
İbni Mâce’de ve Tirmizî’de yazılıdır ki, İrbât bin Sâriye (radıyallahü anh) diyor ki: Eshâb-ı kirâm toplanmıştık. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlâdan korkunuz. Başınızdaki emir, Habeşî köle olsa bile, itaat ediniz! Benden sonra Müslümanlar arasında ayrılıklar olacaktır. O karışıklık zamanlarında benim sünnetime ve Hulefâ-i Râşidînin sünnetlerine sarılınız. Benim halifelerim doğru yolu gösterirler. Onların gösterdiği yolda olunuz! Sonradan çıkarılan şeylerden sakınınız! Bid’atlerin hepsi dalalettir, sapıklıktır.)
Resûlullah efendimize senelerce hizmet etmiş olan Sefîne (radıyallahü anh) hazretleri diyor ki: Resûlullah’tan işittim: (Benden sonra halifelerim otuz sene benim yolumu yaşatırlar. Ondan sonra, ümmetimin başına melikler gelir) buyurdu. Ebû Bekr’in (radıyallahü anh) hilâfeti iki sene, Ömer’in (radıyallahü anh) hilâfeti on sene, Osman’ın (radıyallahü anh)  hilafeti on iki sene ve Alî’nin (radıyallahü anh) hilafeti altı sene oldu, dedi.
Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ) buyuruyor ki:
(Bir gün Resûlullah Efendimiz mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru baktı. “Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?” buyurdu. “Yâ Resûlallah! Mübârek yüzündeki nurların parlaklığına ve mübarek alnındaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim” dedim. Resûlullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öptü ve “Yâ Âişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim” buyurdu.) Yani senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çoktur, dedi. Hazreti Âişe’nin (radıyallahü anhâ) mübârek gözlerinin arasını öpmesi, Resûlullahı severek, Onun cemalini anlayarak gördüğü için aferin ve takdir olmaktadır.

Comments are closed.