Mirac olayı ve Allah’ın kudreti

Sual: Mirac’ı inkâr edenler, Allah’ın kudretinden mi şüphe ediyorlar?
CEVAP: Belki de öyledir. Mekke’den Kudüs’e, o zaman, ancak bir ayda gidip gelinebilirdi. Kısa bir anda Mekke’den Kudüs’e varıp gelmek, ancak Allahü teâlânın kudretiyle olur. Buna inanıp da, daha uzaklara gittiğine inanmamak, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. İşte mezhepsizlerin anlamadığı husus burasıdır. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasın? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayrimüslimler, İslamiyet’i yıkmak için, böyle konularda yerli maşalarını kullanıyorlar.
Zaman ve mekân mefhumu, insanlar yani yaratılmışlar içindir. Yaratan yani Allahü teâlâ için değildir. Zamanları, mekânları, her şeyi o yaratmıştır. İnsanlara göre olan ezelle ebedi birleştirip Cenneti Cehennemi insanlarla nasıl doldurduğunu Habibine göstermiştir. Şimdi Cehennem boşken, ezelle ebed birleşince, Resulullah efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” Cehenneme girenleri görmüştür. Allahü teâlâyı da, Cenneti ve Cehennemi de âhirete giderek görmüştür.
Allahü teâlânın kullarının cennetlik veya cehennemlik olmasını bilmesi de böyledir. (Allah ileride ne olacaksa bilir) demek insanlara anlatmak içindir. Yoksa Allahü teâlâ için zaman diye bir mefhum yok, ilerisi gerisi diye bir şey yok. Gelecek ve geçmiş, insanlar içindir. Allahü teâlâ hepsini bir anda görüyor, biliyor. An kelimesi de Allah için söylenmez, ama başka kelime olmadığı için böyle söyleniyor.
Bazı bid’at ehli, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdiremeyip inkâr etmiştir. Bir kısmı da hâşâ (Mirac’ı kabul etmek, Allah’a mekân tayin etmek olur) diyerek Mirac’ı inkâr ediyor. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselamla Tur Dağı’nda konuşmuştur. Tur Dağı Allah’ın mekânı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de, Allahü teâlâyı mekânsız olarak görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekânı değildir. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. Nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur.

Comments are closed.