Ukbe bin Ebi Muayt kâfiri, Bedir’de Kureyş’in yenildiğini anlayınca kaçıp uzaklaşmak istedi.
Atına atlayıp sürdü.
Fakat hayvan ürktü.
Ve onu yere çarptı.
Abdullah bin Seleme (radıyallahü anh) yetişip onu esir aldı.
Efendimiz, Asım bin Sabit’e döndü ve “Ukbe’nin cezasını ver” buyurdu.
Ukbe bunu duydu.
Ve “Yazıklar olsun size. Şunlar arasında neden bir tek ben öldürülüyorum?” dedi.
Lâkin hiç şansı yoktu.
Resul aleyhisselâm;
“Allah ve Resulüne olan düşmanlığından dolayı” buyurdu.
Ukbe çaresizdi.
Resûl-i Ekrem’e “Yâ Muhammed! Öbürlerini öldürürsen beni de öldür. Onlara eman verirsen bana da eman ver. Onlardan fidye alırsan benden de al. Sen beni öldürürsen çocuklarıma kim bakacak?” dedi.
Âdeta yalvarıyordu.
Resul aleyhisselâm;
“Sen hele cehenneme girmeye bak, onları Allah’a bırak. Ey Asım! Vur şunun boynunu!” buyurdu.
Hazret-i Asım;
“Başüstüne” dedi.
Ve kılıcını kaldırıp boynuna çaldı. Efendimiz, onun için “Allah’ı, Resulünü ve Kur’ân-ı kerimi inkâr eden, Resulünü işkenceden işkenceye uğratan senden daha kötü bir adam bilmiyorum. Allahü teâlâya hamd ederim ki senin ölümünle gözümü aydınlattı” buyurdu.