Resulullah Efendimiz (aleyhisselâm) bir gün şehitliğin kıymetini anlatıyordu… Nevfel adlı bir sahabi “Yâ Resulallah! Ben bir dua edeyim, siz âmin deyin” diye rica etti.
Efendimiz kabul etti.
Ve “Peki” buyurdu.
O, ellerini kaldırıp “Yâ Rabbî! Bana şehit olmayı nasip eyle” diye yalvardı.
Efendimiz de;
“Âmin” dediler.
Nevfel duayı almıştı.
İlk cenkte şehit oldu.
Ve defnedildi.
Defin işi bitti. Resulullah Efendimiz parmaklarının ucuna basarak yürüyordu. Eshap merak etmişti.
Sebebini sordular.
Efendimiz “O kadar çok melek toplandı ki ayağımı basacak yer bulamadım” buyurdular.
Ve dönüşe geçildi.
Harbe katılmayan Eshap, mücahitleri karşılamak için yollara dökülmüşlerdi. Nevfel’in hanımı da gelmişti.
Beyini merak ediyordu.
Efendimize koştu.
Ve “Gazanız mübarek olsun yâ Resulallah! Nevfel nerede?” diye sordu.
Efendimiz cevap vermediler.
Eliyle arkayı işaret ettiler
Ve ileri yürüdüler.
Hanım bir şey anlıyamadı.
Arkada Hazret-i Ali vardı.
Ona koşup sordu:
“Nevfel nerede?”
O da aynı işareti yaptı.
Ve ileri yürüdü. (Devamı yarın)