Ölen kişi kâfirse; öleceği zaman, çirkin suratlı ve korkunç görünüşlü melekler, ateşten elbise ve katrandan gömleklerle gelirler.
Ve ona lânet ederler.
Gök kapıları kapanır.
Ondan nefret ederler.
Hiçbir kapı onun habis/pis ve kötü ruhunun kendisinden geçmesini istemez.
O ruh geri döndürülür.
Melekler döner.
Ve Rabbimize;
“Yâ Rabbî! Bu, falan kulunun ruhudur, yerler ve gökler bunu kabul etmiyorlar” derler.
Hakk teâlâ;
“Onu geri çevirin ve ona hazırladığım büyük azabı gösterin!” buyurur.
Sonra o kâfirin ruhu mezarına götürülür.
O vakit definden sonra mezarından dağılmakta olan insanların ayak seslerini işitir.
Melekler yine gelir.
Ve o kâfire sorarlar:
“Rabbin kim, Peygamberin kim ve dinin nedir?”
O kâfir şaşırıp kalır.
Ve “Bilmiyorum” der.
Melekler de;
“Evet bilmezsin!” derler.
Ve geri giderler.
Sonra başka biri gelir.
Çirkin elbiselidir.
Ve pis kokuludur.
Karşısına dikilir.
Ve “Allah’ın gadabı ve sonsuz azabı sana hak oldu!” der.