Bağdatlı Hafız Abdülvehhâb Enmatî

Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Her iyiliğin mükâfatı, on mislinden yediyüz katına kadardır. Yalnız oruç bana mahsûstur, onun mükâfatını da ancak ben veririm.”
Abdülvehhâb Enmatî hazretleri hadis âlimidir. 462’de (m. 1069) Bağdat’ta doğdu ve orada yaşadı. Zamanın büyük âlimlerinden hadis tahsil ederek “Bağdat muhaddisi” ve “hadis hafızı” unvanları veril­di. Vefatına kadar hadis okuyup okutmaya ve talebe yetiştirmeye devam etti. 538 (m. 1143)’te Bağdat’ta vefat etti. Orucun fazileti hakkında şu hadis-i şerifleri nakletti:
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Oruç sabrın yarısıdır”, “Sabır imânın yarısıdır? buyurduğuna göre, oruç imânın dörtte biridir. Sonra oruç, diğer rükünler arasında Allahü teâlâya has olmakla seçkin bir yeri vardır. Hadîs-i kudsîde Allahü teâlâ buyuruyor ki: Her iyiliğin mükâfatı, on mislinden yediyüz katına kadardır. Yalnız oruç bana mahsûstur, onun mükâfatını da ancak ben veririm.” Allahü teâlâ, Zümer sûresinin onuncu âyet-i kerîmesinde meâlen; “(Allah yolunda) sabredenlere, mükafatları hesâbsız verilecektir” buyuruyor. Orucun sevâbı, takdîr ve hesap sınırını aşmıştır. Sâdece onun faziletini bilmek yeterlidir. Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Nefsim elinde (kudretinde) olan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Allahü teâlâ, oruçlu kimseye orucunun mükâfatını vereceğini ve duâsını kabûl edeceğini vadetmiştir” buyurdu.
Peygamber efendimiz hadîs-i şerîflerde orucun faziletini şöyle belirtiyor: “Oruçlu iken iki sevinç vardır. Birisi iftar zamanındaki sevinç, diğeri Allahü teâlâya kavuştuğu zamanki sevincidir.”
“Her şeyin bir kapısı vardır. İbâdetin kapısı da oruçtur.” “Oruçlunun uykusu ibadettir.” “Cennet, dört kimseyi iştiyâkla ister. Kur’ân-ı kerîmi okuyanı, açları doyuranı, dilini muhafaza edeni, Ramazân-ı şerîfte oruç tutanı.”
Enes bin Mâlik’in ( radıyallahü anh ) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Eğer Allahü teâlâ, göklerin ve yerin konuşmalarına izin vermiş olsaydı, muhakkak onlar, Ramazân-ı şerîf orucunu tutan kimseyi Cennetle müjdelerlerdi” buyuruldu. İbn-i Mes’ûd’un (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Eğer kullar, Ramazân-ı şerîfte olanları bilmiş olsaydılar, bütün senenin ramazan olmasını temenni ederlerdi” buyuruldu.

Comments are closed.