Uhud’da Müslümanlar dağılınca müşriklerden Abdullah bin Şihab-ı Zühri, Utbe bin Ebi Vakkas, Abdullah bin Kamia ve Übeyy bin Halef, Resulullah Efendimizi öldürmek istediler.
Bir araya geldiler.
Ve bunun için sözleştiler… Resulullah’ın sancağını Hazret-i Mus’ab bin Umeyr taşıyordu… Bu zat, giydiği zırhtan dolayı Resulullah’a çok benziyordu.
Hep Onun yanındaydı…
Ondan hiç ayrılmıyordu.
Bir ara İbni Kamia kâfiri, Peygamberimize hücum etti!.. Kâfirin önüne Hazret-i Mus’ab ve bazı sahabilerle Nesibe Hatun (radıyallahü anhüm) çıktılar…
Hanım sahabilerden Nesibe Hatun da İbni Kamia’nın üzerine atıldı!
Birçok kılıç vurdu!
Ama öldüremedi.
Zira azılı kâfirin üzerinde iki zırh olduğu için kılıç tesir etmiyordu…
Kâfir İbni Kamia, Nesibe Hatun’a bir kılıç vurarak mübarek omuzunu parçaladı ve Hazret-i Mus’ab’ın üzerine atıldı!
Bir kılıç vurdu!
Sağ kolunu kesti.
Hazret-i Mus’ab sancağı göğsüne bastırdı…
İbni Kamia, Hazret-i Mus’ab’ı mızraklayınca, mübarek yere yıkıldı!
Sancak yere düştü!
O anda bir melek geldi ve sancağı alıp havaya kaldırdı…
Efendimiz, sancağı ondan alıp Hazret-i Ali’ye verdi… İbni Kamia, Hazret-i Mus’ab’ı şehit edince Resulullah’ı öldürdüğünü zannetti!.. Zira Ona çok benziyordu…