Hazret-i Talha gibi Resulullah’ı oklara karşı koruyan ve vücudunu siper eden bir sahabi de Hazret-i Ebu Dücane idi…
Efendimizin üzerine eğilip Ona atılan oklara karşı vücudunu siper ediyor, atılan oklar onun sırtına çarpıp yere düşüyordu…
Azılı bir müşrik vardı.
Abdullah bin Hüneyd.
Çok tehlikeli biriydi…
Bu bedbaht, Peygamber Efendimizi görünce atını mahmuzladı… Tepeden tırnağa kadar zırhlarla kaplıydı.
Başı da miğferliydi.
Avazı çıktığı kadar;
“Bana Muhammed’i gösterin… Ya ben Onu öldürürüm, yahut onun yanında ölürüm!” diye haykırıyordu.
Âdeta kin kusuyordu!
Müminler onu gördüler.
Niyetini anladılar…
Ebu Dücane (radıyallahü anh), onun karşısına çıkıp “Gel ey kâfir! Ben vücudumla Muhammed Resulullah’ın vücudunu koruyan bir kişiyim” dedi.
Ve hızla kılıcını kaldırdı.
Atının bacaklarına çaldı!
Müşrikin atı yere çöktü…
At çökünce kılıcını bir daha kaldırıp “Al, bu da Hareşe’nin oğlundan!” deyip bir vuruşta onu cehenneme gönderdi…
Efendimiz gördüler.
Pek çok sevindiler…
Ve cân-ü gönülden;
“Allah’ım! Hareşe’nin oğlundan (Ebu Dücane’den) ben nasıl razıysam Sen de razı ol” diye dua buyurdular.