Sual: Sünnetle farz arasında, müezzin, (Allah rızası için Fâtiha) dese, Allah rızası dediği için okumak gerekiyor mu?
CEVAP
Hayır gerekmez. Müezzin, öyle dese de, sünnetle farz veya farzla sünnet arasında bir şey okunmaz. Hanefî fıkıh kitaplarında deniyor ki: Farzla sünnet veya sünnetle farz arasında konuşmak ve herhangi bir dua okumak, sünnetin sevabını azaltır. Esah olan kavilde, sünneti iade etmek gerekir. (Dürr-ül-muhtar, Bahr-ür-râık, Nimet-i İslam)
Fâtiha’yı farzla sünnet arasında okumak mekruhtur. (F. Bilgiler)
Sabahın sünnetini evinde kılıp camiye gelen kimse de, konuşmaz, sesli olarak bir şey okumaz, yolda selam veren olsa bile selamı almaz. Hâlbuki selamı almak farzdır.
(Allah rızası için) denince, istenen şey dine uygun değilse yapılmaz. Mesela (Allah rızası için benimle içki iç) diyenin istediği yapılmaz.
(Allah aşkına) diyerek bir kimseden dünyalık şey istemek caiz değildir. İsteyene bir şey verilmezse günah olmaz. (Hadika)
Sünnete aykırı olarak müezzin, sünnetle farz arasında (Allah rızası için Fâtiha okuyun) dese de okumak gerekmez. Bunun gibi imam hutbede, (Allah rızası için dua edin, salevat getirin, benim duama âmin deyin) dese de, dine aykırı emri yerine getirilmez. Çünkü hutbe okunurken konuşulmaz, duaya âmin denmez.
BÜYÜK ZATLARI SEVMEKTE ÖLÇÜ
Sual: Allah’ı, Resulullah’ı ve din büyüklerini sevmekte ölçü nedir?
CEVAP
Sevgide ölçü itaattir. Yani bir kimse, (Allah’ı seviyorum) der de namaz kılmaz, oruç tutmaz ve dinin diğer emirlerini yerine getirmezse, sözünde samimi olmadığı anlaşılır. Allahü teâlâyı seven, Onun emrine uyar. Peygamber efendimizi sevmek de öyledir. Resulullah’ın emirlerini yapmayan kimsenin sevgisi de yalandır. Hocasını dinlemeyen, onu üzen kimsenin de, hocasına olan sevgisinde samimiyet yoktur. Demek ki seven, söz dinler. Sevginin az veya çok olması, yani derecesi de, itaatteki sürat ile anlaşılır. Verilen emri bir an önce yapmaya kalkmak, sevgisinin çokluğunu gösterir. Yarın yaparım diyerek ertelemek de, sevgideki azlığı gösterir.