Ben sizi birine göndereyim…

Mus’ab bin Umeyr (radıyallahü anh) Evs kabilesinin reislerinden Üseyyid bin Huday’a İslâm’ı anlattı.

O da Müslüman oldu.
Sevincinden yerinde duramayan Üseyyid “Ben sizi birine göndereyim. Eğer o imân ederse bu beldede imân etmedik kimse kalmaz” dedi.
Ve ayrılıp geri gitti.
Sa’d bin Muaz’ı bulup ona her şeyi anlattı.
Müslüman olduğunu da söyleyince Sa’d bin Muaz kızdı, hiddetlendi ve doğruca Mus’ab bin Umeyr’e koştu.
Onu azarlayacaktı.
Ve haddini bildirecekti!
Nihayet yanına vardı ve olanca kızgınlığıyla konuşmaya başladı… Ancak Mus’ab bin Umeyr sakindi.
“Buyurun, oturun” dedi.
Dinlenmesini
söyledi. Sa’d, bu nazik ve kibar konuşma karşısında yumuşayıp bir yere
oturdu. Hazret-i Mus’ab, ona önce İslâmiyet’i anlattı.
Kur’ân-ı kerim okudu…
O esnada Sa’d’ın yüzü birdenbire değişiverdi. O kızgınlığı gitti ve o nefreti “sevgi”ye döndü.
Kalbi yumuşadı.
Ve Müslüman oldu… Huzur içinde ayrılıp kavmine gitti. Onları toplayıp;
“Ey kavmim! Allah’a ve Resulüne imân ediniz… İman etmedikçe sizinle konuşmak bana haram olsun!” dedi.
Onlar bunu duydular.
Ve hep Müslüman oldular.
Öyle ki; o gün kavminden imân etmedik hiç kimse kalmadı.

Comments are closed.