ŞİRVANLI VELÎ Yusuf Mahdum

Yusuf Mahdum hazretleri Azerbaycan’da yaşamış büyük velîlerdendir. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra Seyyid Yahyâ Şirvânî’ye talebe oldu ve yüksek mertebe ve mârifetlere kavuştu.1485 (H.890) senesinde Şirvan’da vefât etti.
Bu mübarek zat, bir sohbetinde buyurdu ki:
Biliniz ki, şu dört şey tasavvufun esaslarındandır:
1- Bu yolda yürümek arzusunda bulunan bir sâlik, aç ve fakir olsa da, hâlinden şikâyetçi olmamalı, dışarıdan tok ve hâli vakti yerinde görünmelidir.
2- Fakirleri maddî ve mânevî olarak doyurmalıdır.
3- Allahü teâlânın ihsân ettiği nîmetlere şükredemediği, O’na lâyık ibâdet yapamadığı ve âkıbetinin nasıl olacağını bilemediği için, dâimâ üzgün bir hâlde bulunmalı, fakat başkalarını üzmemek için dışarıdan çok neşeli, mesud ve memnun görünmelidir.
4- Kendisine eziyet ve sıkıntı verenleri affetmeli; insanlara karşı lüzumlu olan nezâket ve sevgiyi her zaman göstermelidir…
Ra’d sûresinin yirmiikinci âyetinde meâlen: (Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler. Namazlarını dosdoğru kılarlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve âşikâr infâk eder, verirler. Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler. O müminler için [amellerine karşılık] âhiret saadeti ve rahat vardır) buyurulmuştur.
Allahü teâlâ hadis-i kudsîde: (Ey Âdemoğulları! Bir kimse benim kazama râzı olmaz ve benim tarafımdan gelen belâlara sabretmez, verdiğim nîmetlerime Şükretmez, ihsân ettiğim dünya nîmetlerine kanaat etmezse, başka bir Rab arasın. Ey Âdemoğlu! Bir kimse benim belâma sabrederse, benden râzı olmuş olur, yâni rubûbiyyetimi tasdik etmiş olur) buyurdu.
“Tasavvuf büyükleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin büyükleridir. Bunlar, Kitâb ve Sünnet ile amel ederler. Hak üzere olmanın iki şâhidi vardır. Biri suverî diğeri mânevîdir. Suverî olan; emir ve yasakları yerine getirmek sûretiyle İslâm dînine uymak, Resûlullah efendimizin ahlâkına uymak sûretiyle ahlâkını güzelleştirmektir. Mânevîsi ise; hocanın, talebeyi suverî mertebesine çıkardıktan sonra, Resûl-i ekreme teslim etmektir. Hoca, talebesini bâzan rûhânî bâzan cismânî terbiye eder.”

Comments are closed.