Yemenli Âlim Şihâbüddîn Zübeydî

Şihâbüddîn Zübeydî hazretleri Hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. 812 (m. 1409)’da Yemen’in Zebîd beldesinde doğdu. 893 (m. 1488)’de Zebîd’de vefât etti. En meşhur eseri olan Tecrîd-i Sarih; hadîs-i şerîf kitablarının en meşhûru Sahîh-i Buhârî’nin muhtasarıdır. Bu kitabındaki bazı hadis-i şerifler:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Allahü teâlâ üç şeyi sizin için iyi görmedi. Birincisi dedikodu, ikincisi çok soru sormak, üçüncüsü malı zayi etmek.” (insanın, kendisine lâzım olmayan şeyleri konuşması, lüzumsuz yerlerde malını harcaması, bilinmesine ihtiyâç duyulmayan mevzûlarda soru sorması iyi görülmemiştir.)
Resûlullah efendimiz şöyle buyurdular: “Doğruluğa sarılınız. Çünkü doğruluk, hayra, hayır ise Cennete götürür. Şüphesiz, kişi doğru söyler ve Allahü teâlânın katında sıddîk diye yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan, kötülüğe, kötülük ise Cehenneme götürür. Kişi yalan söyler ve Allahü teâlânın katında çok yalancı diye yazılır.”
İbrâhim bin Meysere şöyle rivâyet etti: “Bir Arabî Resûlullah efendimizin yanına gelmişti. Onun gençliği, kuvveti ve zindeliği Eshâb-ı Kirâmın (radıyallahü anhüm) pek hoşuna gitti. Eshâb-ı Kirâm, ‘Keşke bu gençliği, bu kuvveti ve zindeliği Allah yolunda harcasa idi’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ‘Sâdece düşmanla muharebe eden mi Allah yolundadır? Ana-baba, çoluk ve çocuklarının ve kendisinin iffetini korumak için çalışan kimse de Allah yolundadır’ buyurdu.”
Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdular ki: “Helâl de belli, haram da bellidir. Bu ikisinin arasında şüpheliler vardır. Bunları çok kimse bilmez. Şüpheli şeylerden kim sakınırsa, ırzını (yani şerefini ve namusunu), dînini muhafaza etmiş olur. Her kim şüpheli şeylere düşerse, harama düştü demektir. Böyle bir kimse, yasaklanmış olan korunun etrâfında sürüsünü otlatan bir çobana benzer ki, o çobanın o koruya girmesi pek yakındır. Dikkat ediniz! Her melîkin böyle bir korusu vardır. Allahü teâlânın yeryüzündeki koruları haram kıldığı şeylerdir.”
Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu: “Müjdeler olsun o kimseye ki, kendi kusurları, insanların kusurlarını araştırmaktan kendisini alıkoymuştur.”

Comments are closed.