Fahreddîn İbnü’l-Mâristâniyye Hanbelî fıkıh âlimidir. 541 (1146)’da Bağdat’ta doğdu. Annesi bir hastanede mâristâniyye (hemşire) olduğu için İbnü’l-Mâristâniyye diye tanındı. Bağdat’ta meşhur âlimlerden fıkıh tahsil ettikten sonra “Dâr’ül-ilm” adında mektep açarak talebe yetiştirdi. Tiflis Emîrine elçi olarak gönderilen İbnü’l-Mâristâniyye, Bağdat’a dönüşü sırasında 599 (m. 1203)’de Nahcıvan’da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Nikâh, evlenmek için yapılan akit yani sözleşme demektir. Kur’an-ı kerim, nikâh yapmayı emretmektedir. Nisâ sûresinin üçüncü âyetinde meâlen, (Helâl olan kadınlardan nikâh ediniz!) ve yirmiüçüncü âyetinde meâlen, (Onları sahiplerinin izni ile nikâh ediniz!) ve Nûr sûresinin otuzikinci âyetinde meâlen, (Zevci olmayanlarınızı nikâh edin!) buyuruldu. Hadis-i şerifte de, (Nikâh, ancak şâhitlerle olur) ve (Nikâhlanın, çoğalın! Kıyâmet günü, ümmetlere karşı sizinle övüneceğim) ve (Nikâh yapmak, benim sünnetimdir. Sünnetimi terk eden benden değildir) buyuruldu. Âyet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve icmâ’ı ümmet, nikâhın meşru olduğunu, ibâdet olduğunu bildiriyorlar.
Nikâhsız evlenmek haramdır. Nikâh lâzım olduğuna önem vermeyen kâfir olur. Evlenmek sünnet-i müekkededir. Bâzan farz olur. Zulüm, işkence yapmak korkusu olunca, mekruh olur. Nikâh, iki Müslümanın, mâzî olan [geçmiş zaman bildiren] kelime söylemesi ile yapılır. Meselâ, beni zevceliğe al deyince, seni zevceliğe aldım demekle olur. Mehir parasını konuşmak nikâhın sahih olması için şart değil ise de, nikâhtan sonra zevcin zevcesi isteyince muaccel mehri hemen ödemesi lâzım olur. Bunun için, nikâh yapılırken, muaccel ve müeccel mehirlerin miktârları tesbît edilir. Bir kâğıda yazılıp, dâmâd ve mevcut iki şâhit imzalayıp zevceye teslim edilir. Bu iki mehrin miktârlarının toplamı on dirhem yâni yedi miskal gümüş kıymetinden az olmaz.
Bir erkeğin, annelerini, kızlarını, kız kardeşlerini, halalarını, teyzelerini, kardeşinin kızlarını, ne kadar uzak olursa olsunlar nikâh etmesi ebedî haramdır. Nesepten haram olan bu yedi kadın, süt ve zinâ sebebi ile de haramdırlar. Kayınvâlideyi ve bunun annelerini ve gelini ve üvey kızı ve üvey anneyi nikâh etmek de ebedî haramdır. Müslüman erkeğin, ehl-i kitap kadın ile yâni Yahudi ve Hıristiyan dîninde olup, bir mahlûka ülûhiyyet sıfatı isnâd etmeyen kadını nikâh etmesi câizdir.