Yetmiş bin melek geldi

Hazret-i Ali’nin annesi Fatıma binti Esed’in (radıyallahü anha) ömrü sona ermişti.
Nihayet vefat etti.                                
Efendimiz, gömleğini sırtından çıkararak Fatıma binti Esed’e kefen yaptı…
Cenaze hizmetini gördü.
Namazını kıldırdı…
Ve sonra Eshaba;
“Allahü teâlânın emriyle ‘yetmiş bin melek’ onun cenaze namazına katıldı” buyurdular.
Cenazesi kılınmıştı.
Artık defnedilecekti.
Resulullah Efendimiz, bizzat kendileri onun kabrine indiler.
Kabir hayatının rahat ve hoş olması için kabrin köşelerini genişletir gibi elleriyle işaret buyurdular.
Ve kabirden çıktılar.
Gözlerinden yaş aktı.
Hatta kabre damladı.
Orada bulunan Hazret-i Ömer ve başkaları, Resulullah’ın; Fatıma binti Esed’den başka hiçbir kimseye böyle yapmadığını söyleyip hayretlerini ifade etmişlerdir!
Defin işi de bitti…
Artık dağılacaklardı.
Efendimiz kabre döndü.
Ve bu hatuna hitaben;
“Ey annem!.. Allahü teâlâ sana rahmet eylesin… Kendin açken beni doyurdun. Kendin giymez, bana giydirir; yemez, bana yedirirdin… Allah’ım! Annem Fatıma binti Esed’i affeyle. Kabrini genişlet. Benim ve geçmiş peygamberlerinin hakkı için bu duamı kabul buyur” diye dua etti.

Comments are closed.