Bir gün Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), ordu tertip edip cihada sevk eder. Ordu komutanı Sa’d bin Ebi Vakkas’tır.
Ancak düşman çok güçlüdür.
Halife mektup yazar.
Gönderir komutana.
Mektupta “Ya Sa’d! Düşmandan korkma, Allah’tan kork… Askerin arasında günah işleyen varsa onu ordudan at. Yoksa sana imdad-ı İlâhî erişmez” diye yazmıştır.
? ? ?
Bir gün de bizzat Hazret-i Ömer, bir kaleyi muhasara eder.
Ama kale düşmez.
Uğraşır didinirler.
Bir türlü düşüremezler.
Hazret-i Ömer “Ey Gaziler! Bu kale çoktan düşmeliydi… Düşmediğine göre aramızda muhakkak bir günah işleyen var. Her kimse vazgeçsin o günahtan” der.
Gaziler çok üzülür!
Hatta ağlaşırlar!
Her biri kendinde arar bu hatayı. Nihayet erlerden biri çıkıp arz eder:
“Suçlu benim!”
Halife ona sorar:
“Ne günah işledin?”
“Bir gece teheccüde kalkmıştım. Karanlıkta misvakımı bulamadım. Misvaksız aldığım abdestle namaz kıldım, lütfen affedin” der.
Hazret-i Ömer;
“Peki evlâdım! Tövbe et ve bir daha terk etme bu sünneti” buyurur.
Er “başüstüne” der.
Ve tövbe eder.
İlk hücumda kale düşer.