Hadis Hâfızı Salih bin Ahmed Hemedâni

Salih bin Ahmed Hemedani hazretleri hadis hâfızıdır. 303’te (915) İran’ın Hemedân şehrinde doğdu. İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra Bağdat’a gi­derek meşhur muhaddislerden hadis okudu.

Tahsilini tamamladıktan sonra Hemedan’a yerleşti ve orada hadis dersleri vermeye başladı. 384 (m. 994)’de Hemedân’da vefat etti.

Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Muhammed bin Ahdünnasr bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Her kime îmânı arz ettiysem, yüzünü buruşturur, terüddütle bakardı. Ancak Ebû Rekr-i Sıddîk îmânı kabul etmekte hiç tereddüt ve duraklama etmedi.”

Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) “Kim namaz kılanlardan ise, Namaz kapısından çağrılır. Mücahidlerden olan, Cihâd kapısından çağırılır. Oruç tutanlar, Reyyân kapısından çağrılır” buyurunca; Ebû Bekr (radıyallahü anh), “Yâ Resûlallah! Bu kapıların hepsinden birden çağrılacak olan kimse olmayacak mı?” deyince, “Evet (çağırılacak) ümid ederim ki sen onlardan olacaksın” buyurdu.
Yine Ebû Hüreyre’nin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Benden sonra ümmetimin en hayırlısı Ebû Bekr-i Sıddîk’tır.”

Enes’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “(Mirâc gecesi) Beni semâya isrâ ettiği (çıkardığı) vakit Cebrâil’e, ‘Ey Cebrâil! Ümmetime hesap var mıdır?’ dedim. Cebrâil aleyhisselâm ‘Ümmetine hesap var, fakat Ebû Bekr bundan müstesnadır’ dedi.”
Hazreti Ali’nin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “(Mirâc gecesi) Yedinci kat semâya götürüldüğüm zaman, Cebrâil aleyhisselâma; ‘Ey Cebrâil! Rabbimi ziyâret ettiğimi Kureyş’e haber ver!’ dedim. O da, ‘Evet haber vereceğim’ dedi. Sonra ben, ‘Kureyş beni yalanlıyor’ deyince, Cebrâil, ‘Yâ Muhammed! Onlar arasında Ebû Bekr vardır. O Allahü teâlâ indinde (Sıddîk) diye yazılıdır. O seni tasdik eder. Yâ Muhammed! Ömer’e de benden selâm söyle!’ dedi.”

Hazreti Ebû Bekr ile Ebüdderdâ (radıyallahü anhüma) beraber bir yolda giderken, dar bir yere geldiler. Hazreti Ebüdderdâ önde. Hazreti Ebû Bekr arkada yürürlerdi. O sırada, karşıdan Resûlullah efendimiz parlak ay gibi göründü. Ebüdderdâ’ya hitaben: “Ey Ebüdderdâ! Senden daha hayırlı olanın önünden yürüme! Ebû Bekr, Resûller ve nebiler müstesna, üzerine güneş doğup batan kimselerin hepsinden daha hayırlıdır” buyurdu.

Comments are closed.