Ebü’l-Yümn Tâcüddîn Kindî hazretleri hadis ve kıraat âlimidir. 520’de (m. 1126) Bağdat’ta doğdu. Yedi yaşında iken Kur’an-ı kerimi ezberledi, on yaşında Kıraat-i aşereyi tamamladı. Sıbtü’l-Hayyât’tan kıraat, Ebû Mansûr Kazzâz’dan hadis ilmi tahsil etti. 613 (m. 1217)’de Şam’da vefat etti.
Kur’ân-ı kerîm okuma âdabı hakkında şunları söyledi:
Kur’ân-ı kerîm okuyan kimse abdestli olmalı, kıbleye karşı yönelmeli, bağdaş kurarak oturmamalı, bir yere yaslanmamalı, kibirli bulunmamalı, başı öne eğmeli, namazda oturuyormuş gibi oturmalıdır. En faziletli olan Kur’ân-ı kerîm okunması, namazda ve mescidde okunan Kur’ân-ı kerîmdir.
Hazreti Ali (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Kim Kur’ân-ı kerîmi namazda ayakta olarak okursa, her harfine elli sevap verilir. Kim namazın dışında abdestli olarak okursa, yirmibeş sevap, kim de ezbere fakat abdestsiz okursa, on sevap verilir.”
Kur’ân-ı kerîmi hatmederken riâyet edilecek en güzel düstûr, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) düstûrudur.
Resûl-i ekrem efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Kim, Kur’ân-ı kerîmi üç günden daha az zamanda okursa, o, Kur’ân-ı kerîmi anlamaz” buyurdu. Çünkü üç günden evvel hatim yapılırsa, Kur’ân-ı kerîmin tertîli (tecvîd üzere okunması) kaybolur. Bu sebeple, Eshâb-ı kirâmın bir kısmı, Kur’ân-ı kerîmi bir haftada hatmederlerdi. Hazreti Osman, Zeyd bin Sabit, İbn-i Mes’ûd, Übey bin Ka’b (radıyallahü anhüm) bu Sahâbilerdendir. Bunlar, Kur’ân-ı kerîmi yedi bölüme ayırmışlardır. Birinci bölüm; Bekâra’dan En’âm’a kadar, ikinci bölüm; En’âm’dan Yûsuf sûresine kadar, üçüncü bölüm; Yûsuf sûresinden Tâhâ sûresine kadar, dördüncü bölüm; Tâhâ sûresinden Ankebût sûresine kadar, beşinci bölüm; Ankebût’dan Zümer sûresine kadar, altıncı bölüm; Zümer’den Vâkıa sûresine kadar, yedinci bölüm de, Vâkıa’dan Kur’ân-ı kerîmin sonuna kadar idi. Onlar, Kur’ân-ı kerîme Cum’a gecesi başlar, Perşembe gecesi bitirirlerdi.
Kur’ân-ı kerîmi tertîl ile yavaş ve güzel, (tecvîde uygun) okumalıdır. Bu, tefekküre vesîledir. Tefekkür ise, tazim ve hürmete vesile olur. İbn-i Abbâs (radıyallahü anh ) buyurdu ki: “Bekâra ve Âl-i İmrân sûrelerini, tertil ile ve düşünerek okumam, tertîle riâyet etmeden bütün Kur’ân-ı kerîmi okumamdan daha hayırlıdır.”